2020 yılına geldiğimiz de Dünya nüfusunun %60’ının internete ulaşımının olduğunu görüyoruz.

2020 yılına geldiğimiz de Dünya nüfusunun %60’ının internete ulaşımının olduğunu görüyoruz. Dünyadan bir haber yaşayan %40’lık bu nüfus çoğu kez sömürü altında olan ülkeleri ve karın tokluğuna çalışan bir kesim.
İnternete erişimin olması aslında başı başına yeterli olmadığını biliyoruz. Sansür ve çoğu kez altyapıdaki yetersizliklerin getirmiş olduğu hız sorunu.
Sansür ile başlayalım. Temelinde özgürlük olan bu sistem sosyal medyalar sayesinde herkesin dilediği gibi konuşmasına veya davranmasına yol açtı. Ama yine bu sistem sayesinde yapılan haksızlıklara karşı binlerce insan bir araya gelip olayları unutulmamasını sağladılar. Özellikle son aylarda yine kadın cinayeti zanlılarının bulunup cezalandırılmasında etkin rol oynadı. Çoğu kez üstü kapatılan, caza alsa dahi kimse tarafından bilinmeden gerçekleşen davalara yüzlerce insan fiili olarak katıldı.
Yine yüzlerce yardıma muhtaç olan insana anında ulaşılıp çözüm bulundu. Belki de kaç tane canlı ölümden kurtuldu.
Siyasi yönden bakarsak da, bizi temsil eden vekiller ulaşmak seçmenlerine veya seçmen adaylarıyla birebir iletişim kurma yolunda güzel adımlar attı. Kimi arada büyük prodüksiyonlara ihtiyaç duymadan canlı yayınlar yaparken, kimisi kriz yönetimini kelimelerle buradan koordine etti. Siyasi partilerin genç nesle ulaşmasındaki en büyük yer sağlayıcı oldu bu birden.
İnternetin karanlık bir yüzü de yok değil. Siber zorbalığa, kaynağı belli olamayan haberlere veya itibarsızlaştırma çalışmaları da yine aynı mecralardan yürütülüyor. Bu kadar özgür bir sistemde, getirdiği faydaların yanında bunlar göz ardı edilebilir mi? Bu kararı size bırakıyorum.
Yine tüm bu güzel faydalarının yanında, bunlardan yararlanamayan milyarlarca insanın arasında kalmış, olaylardan bir haber kulakları duymuyormuşçasına, devletler tarafından sanki sağır edildiği Kuzey Kore ve Çin gibi en büyük örnekleri günümüzde maalesef hala mevcut.
Kuzey Kore interneti sadece ülke içi konumlandırarak aktif nüfusun dış Dünyada olup biteni öğrenmesini istemiyor. Çin ise çıkış amacı Amerika'nın kendi propaganda sitelerini engelleyen ve NSA'ya karşı savunma sağlayan "great firewall of china" adlı firewall sistemini kullanıyor. İnternette zararlı bilginin yayılması karşısında engellemeler yapıyor. Komünist rejimin kendi doğruları, yanlışları olan zararlı bilgi…
Gelelim diğer bir önemli başlık hız!
Ülkemiz şuanda genişbant internet hızında 107. sırada olmasına karşı internet hızı az da olsa yıllara göre gelişme gösteriyor. Fiber altyapının şehirlere dağılması ve ADSL dediğimiz sistemin daha çok kırsalda kalması, kırsal nüfus hesaba katıldığında oranın biraz düşük olması kabul edilebilir.
Gelelim en hızlı interneti kullanan ülkelere…
Singapur, Güney Kore, Romanya, Tayland gibi aslında sanayi ülkeleri, turizm cennetleri gibi geniş bir yelpazede hızlı internet görmek mümkün…
Çok yüksek yatırım, işgücü ve bakım masrafı gibi hükümetlere ek yük getiren ama gerekli de olan bu sistemlere önümüzdeki yıllarda belki de hiç gerek kalmayabilir.
Elon Musk tarafından desteklenen StarLink projesi alçak yörüngede yüzlerce kablosuz internet sağlayan mini uydunun yerleştirilmesini amaçlayan girişim. Kablolardan tamamen kurtulduğumuz, doğal nedenlerden dolayı yavaşlamalar veya kopmalar olmadan internete çok yüksek hızlarda, nispeten düşük ücretler ödeyerek kullanacağız. Kuzey Kore veya Çin vatandaşlarından tutunda Afrika da hiçliğin ortasında bir çocuk bile internete bağlanabilecek. Kutuplardaki bilim adamları anlık iletişime geçebilecek araştırmalarını daha kolay yollarla sürdürebilecektir. Yanında getirdiği avantajlar saymakla bitmeyecek kadar çok kısaca tüm Dünyada isteyen herkesin yüksek hızlı ve kısıtlanamayan bir interneti olacak.