Ne kadarda da şanslı olduğumuzu sürekli unutuyoruz.


Ne kadarda da şanslı olduğumuzu sürekli unutuyoruz. O güzel manzaraları, bir kitabın sayfalarını hatta bir bardak suyu bile kolaylıkla doldurabileceğimizi sağlayan o bir çift gözümüze borçlu değil miyiz?
1995 yılında José Saramago “Körlük” isimli bir kitap piyasaya sürdü. Okuyanlarınız vardır. Sağlıklı bir adamın trafikte, ışıkların yeşil olmasını beklerken aniden görme yetisini kaybetmesi ile başlayan olaylar zincirinde ve bu adamla temasta bulunan herkesin aynı dertten mustarip olması ile bir pandemiye dönüşen bir olaylar zincirinden oluşuyordu bu roman.
Romanın en etkileyici kısımları ki şüphesiz günlük hayatta rutin olarak gerçekleştirilen eylemlerin, görmeden nasılda zor olduğunu bize en acı şekilde gösteriyor olmasıydı.
Görme engelli binlerce vatandaşımızın olduğu ülkemizde, işleri bir nebze de kolaylaştırmak adına biraz duyarsız kalıyoruz. Hem işletmeler bazında hem de birer birey olarak…
Bunun adına hem ülkemizde hem de dünya da çok güzel gelişmeler yaşanmıyor değil.
Bu yıl Facing Emotions adı verilen projenin tanıtım filmi Huawei tarafından yayınlandı. Geliştirilen uygulama görme engelli kullanıcıların karşılarındaki kişilerin duygularını görmesini sağlıyor. Görme engelli kullanıcılar, iletişime geçtikleri kişilerin yüzlerindeki duyguları Facing Emotions ie algılama imkanına sahip olacaklar. Uygulama, insan mimiklerini kamera ile yapay zekâlı destekli işlemcide işleyip mümkün olan en doğru duygu ile bağdaştırıyor.
Akıllı telefonlarla veya engeliler için özel tasarlanmış yön bulma gibi eylemlerde kullanılan, geliştirilen onlarca ürün var Huawei’nin geliştirmiş olduğu gibi biraz daha öznel ihtiyaçlar için geliştirilen ürün maalesef pek yok.
Yolların yapılması, eğitim ve iş haklarının sağlanmasının bir lütuf değil hak demişti Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Tuğba Erbilen.
İnsanların fiziksel ihtiyaçları kadar önemli olan duygular içinde görme engeli bulunmayanlar bir manzaranın tadını çıkarmak ona huzur verirken bir başkasına sürrealist bir tabloyu inceleyerek keyif alabiliyor ama bunlardan yoksun kalan olan kişilerin varlığı kaçımızı ilgilendirdi şu güne dek?
Kanada İnsan Hakları Müzesi 2016 yılında bir sosyal sorumluluk projesi başlattı. 3D Photoworks adlı şirket, iki boyutlu görüntüleri 3 boyutlu ortama uygulamak için çalışan bu şirket, 2 boyutlu görselleri bilgisayarda 3 boyutlu modellemesi yapıldıktan sonra 1,5 metreye 3 metrelik bir alana resmin kabartmasını yapan bir makineye gönderdi. Makineden çıkan sonuç ise o ünlü tablolardaki yapılar, eşyalar, insan siluetleri dokunarak bir nebzede olsun algılanabilinmesi sağlandı.
Şirketlerin hedef kitlelerinde engelli arkadaşlarımızın payı ne kadardır tartışılır teknolojimizi biraz da bu yönde kullanabilsek hiçte fena olmazdı. Duygulara hitap etmek, onları harekete geçirmek için küçük değişiklikler bile çoğu zaman yeterli.


ALİ ÖZTÜRK