Nasıl bir insan olacağımız az çok büyüdüğümüz çevre tarafından şekillendirilir. İyi veya kötü bir insan olabilirsiniz. Ama gerçekte durum böyle mi?
Nasıl bir insan olacağımız az çok büyüdüğümüz çevre tarafından şekillendirilir. İyi veya kötü bir insan olabilirsiniz. Ama gerçekte durum böyle mi?
14 Ağustos 1971’de Stanford Üniversitesinde bir deney yapıldı. Deneyi gerçekleştiren ise Phillip Zimbardo.
“İyi insanların kötü yerlere konulduğunda” neler olacağını merak eden profesörümüz; çevreden ne ölçüde etkileniyorduk? İçsel özelliklerimiz, örneğin inançlarımız ya da tutumlarımız, bazı durumlardan sıyrılmamızda ve ilerlememizde ne derece etkilidir?
Bu sorular ışığında bir deney yapmaya karar verir ve üniversitenin bodrumunda çalışmalara başlar.
Amaç bodruma bir hapishane görüntüsü verip gazeteye verdiği ilandan da 21 erkek öğrenci seçtikten sonra bunları hapishane görevlileri ve mahkûmlar olarak sınıflandırıp rollerinin ne olduğunu anlatır.
Kurallar gerçek bir hapishane ile aynıdır, gardiyanlar hapishanenin düzenini sağlamakla yükümlü kişiler olup, kendisini de bu sisteme müdür olarak atadıktan sonra deney başlamış olacaktır.
1 hafta sürmesi planlanan deney 6. günde sona erdirmek zorunda kalmıştı.
Bakarsanız deneyin sonuçları çok ilginç daha 3, 5 gün geçmeden gardiyan rolündeki kişiler kendi benliklerinden sıyrılıp sanki o işin gerçekten yaparcasına bunun bir deney olduğunu unutup birer caniye, baskıcı tavırlar sergileyen ve gerçek yaşamdaki kişiliklerinde çok farklı bireyler haline gelmişlerdi.
Mahkûmlar daha da ilginç; istedikleri zaman deneyden çıkıp gidebileceklerini bildikleri halde, bunun yerine sistemi nasıl düzeltiriz gibi sorular sorup depresif ve pasif özellikler göstermişlerdir.
Bazıları da isyan çıkarmış ama sert bir şekilde bastırılmışlardı.
İşin sonunda mahkûm rolündekiler deneyin bitmesinden memnun olsalar da aynı durum gardiyan rolündeki bireyler için söylenemezdi.
Yaşadığımız dünyaya baktığımızda da durum böyle değil mi? Sadece bir düşünün bunun daha büyük bir versiyonunda yaşıyoruz aslında.
Her gün bu deneyi sürekli ve sürekli yaşıyoruz asla içinden çıkamıyoruz. Elimiz de metin, repliklerimizi ezberlemişçesine en iyi aktörlere taş çıkartıyoruz.
İnsanlar gardiyan rolünden hoşlanmış olacaklar ki bu konuda kimse tereddüt etmiyor orası ayrı. Herkes kendi rolüne bürünüyor işine, okuluna gittiğinde.
Kimimiz gardiyan kimimiz mahkûm oluyoruz her sabah.