Her sene sonbahar mevsimi ile birlikte okulların açılması, sanki yepyeni bir dönemin başlangıcı gibi gelir bana.



Her sene sonbahar mevsimi ile birlikte okulların açılması, sanki yepyeni bir dönemin başlangıcı gibi gelir bana. Öğrencilik hayatım sona erse bile, bu his benden hiç gitmedi.
Ta ki koronavirüs salgını başlayana kadar…

2020 yılının Mart ayından bu yana öğrenciler uzaktan eğitim alıyordu. Yaklaşık 2 senedir ne karne günü oldu ne 23 Nisan şenlikleri ne de okul açılma heyecanı.
Böyle tarihler aslında bir kentin, toplumun ruhunu oluşturduğunu pandemi döneminde fark ettim. Sanki Mart 2020’de biri kumandanın ‘pause’ düğmesine basmış gibiydi. O günden bu yana hayatın içindeki ufak dinamiklerin yok olması aslında ne çok etkilemiş ruh hallerimizi.
Bu kadar zaman sonra öğrenciler bu hafta tekrar okul sıralarına döndüler. Ziller çalındı, İstiklal Marşı söylendi.

Ebeveynlerin akıllarında soru işareti olsa da, öğrencilerin suratlarında bir gülümse var. Arkadaşlarına, sosyal ortamlarına geri dönmenin verdiği mutluluk var gözlerinde…
Önceden okula gitmek için mızmızlanan öğrenciler şimdi koşar adım gidiyorlar okullarına…
Onları gördükçe fark ediyorum aslında hayatın nasıl aktığını…
Bende de başlıyor artık yeni dönemin heyecanı…
Kaybettiğim motivasyonu kazanmak için bir güç oldu bana bu hafta okulların açılması. Ben de kendi öğrenimlerimi gerçekleştirmek için kolları sıvamaya karar verdim.
Umarım sağlıklı bir eğitim yılı geçer ve okullarını tekrar eve taşımak zorunda kalmaz öğrenciler…