Sanal gerçeklik genellikle çeşitli bilgisayar ve aygıtları aracılığıyla üretilen üç boyutlu bir dünya olarak tanımlanmaktadır.
Sanal gerçeklik genellikle çeşitli bilgisayar ve aygıtları aracılığıyla üretilen üç boyutlu bir dünya olarak tanımlanmaktadır.
Donanım ve yazılımın devrim niteliğindeki sanal gerçeklikler ve dijital dünyalar artık bir bilimkurgudan uzak değiller. Gerçeklikten sanala doğru açılan bir kapı niteliğinde olan, sanal dünyayı üç boyutlu algılamamızı sağlayan donanımlara ulaşmak pek ala mümkün.
Daha çok bilgisayar oyunlarıyla lanse edilen bu donanımlar aslında yepyeni bir eğitim, iş veya sanat gibi alanlarda alışkanlıkları değiştirmede emin adımlarla yol alıyor.
Askeri eğitimlerde bu teknolojiden nasibini almış durumda. Aynı anda birden fazla kişiyi eş zamanlı yaratılmış olan senaryoları simule ederek saha eğitimleri verilmeye başlandı.
Salgın hastalıktan dolayı evlerden çıkamayan yüzlerce insan evden çalışıyor, sanal ortamlarda toplantı yapmaya başladı.
Öğrenciler evlerinden ders almaya başadı.
Mühendislikte ise işlerin kolaylaşmasını hedefleyen işletmeler tarafından kullanılmaya başlansa da ticari girişimlerden çok eğitim ve hizmet alanında tercih edilmiştir.
Artık çoğu müze bu sayede dünyanın herhangi bir noktasından gezilebilir hale geldi.
Her şeyin sanalda yaşanması getirdiği kolaylıkların yanında bizi biz yapan duyguların önüne mi geçiyor?
Gerçeklikten bir farkı olmayan tamamen rakamlardan, devrelerden oluşan sanal bir dünya da yapılan toplantılar, dersler hatta ilişkiler…
Duygu aktarımının minilimize edilip yapılan bu eylemler insanı insan yapan duygulardan yoksun bırakırken, aslında bizimde birer robot gibi olmamıza yol açabilir.
Sanal dünyada ki geçicilik, haberi yapılan olayın hemen unutulması gibi veya çok çabuk ünlenip hemen unutulan kişiler gibi birçok nesneyi çok çabuk özümsüyor. Görsel iletişimin kalıcı olmasının avantajları burada maalesef son buldu.
Tamamen pragmatik bir topluluk ve o topluluğun duygulardan arındırılmış üyeleri.
Ali ÖZTÜRK