İnternette yorum sayfalarında gezinirken sizin de dikkatinizi çekti mi, sürekli ekonomimiz hakkında konuşuyoruz.

İnternette yorum sayfalarında gezinirken sizin de dikkatinizi çekti mi, sürekli ekonomimiz hakkında konuşuyoruz. ‘Bıçağın kemiğe dayanması’ bu olsa gerek, önceden medyanın öne sürdüğü o gündem değişsin haberlerini yutmuyoruz, yutamıyoruz çünkü karnımız aç ve midemiz bulanıyor.
Elimizi bırakın taşın altına sokmayı, kaldırmaya takatimiz kaldı mı bilmiyorum…
Ha bir de kimse de çıkıp diyemiyor ki ‘ekonomi çok güzel’ diye, kimse diyemiyor.
Ekonomik yetersizlikle öyle somutlaşmaya başladı ki, muhalefet olunamıyor.
Ne yapılacak, ne yapılması gerek diye birçok teori ortada dolaşıyor, televizyonlarda uzmanlar konuşuyor…
Filler tepişiyor, çimenler eziliyor.
Tarih kendini tekerrür ediyor ve halk yine her zamanki gibi çok da bilgisi olmadığı konular hakkında kafa yorarken, bir yandan tercihen değil zoraki olarak en ucuz malı almanın utancını yaşıyor.
İşsizlik de bunun bir ayağı fakat çok detaya inmiyorum, henüz inemiyorum.
Bu yazıyı okuyan kardeşim, seni çok iyi anlıyorum. İkimiz de bu topraklarda yaşıyoruz ve içimiz acıya acıya bir depresyonun kucağında oturuyoruz.
Ama korkma tek sen değil bu koca ülke bunalımda.
Bunun getirilerini son 10 yıldır yavaş yavaş görüyor olsak da gözümüzü kapadık güzel kardeşim gözümüzü kapadık…
Bitmek bilmeyen bir ‘saklambaç’ oyunu içerisinde gözlerimiz kapalı herkesin bizden çalıp, sonra duvar köşelerine saklanmalarını bekledik. 10’dan geriye saydık ve 3…2..1!
Sağım solum, ebe sobe!
Sağ da ebelendi sol da!
Şimdi çık bakalım çıkabilirsen, işin içerisinden…