Tüm Yazıları
NAMIK KEMAL AKTAN
Madalyonların tersi
Maskeler düşecek elbette bir gün, Bir gün yüzlerimiz meydana çıkacak, Saklımız gizlimiz yok...
Açayım Mı, Açıyorum, Açtım
Belki şimdi değişmiştir, uygulanmıyordur ama yıllar önce erlerin hep hevesle bekledikleri bir şey vardı eğlence denince.
Çiğdem Çiçek Açmış
Bir elimde üç demet nergisten oluşmuş bir nergis paketiyle pastaneye giriyorum.
Gör İnsanoğlu
Damlatmayagör elbisene bir damla yoğurt, Yemek yemeyi bilmiyor derler, Bakmazlar çatal kaşık tutuşuna hiç Aldırış etmezler.
İlkbahar Vurgunu
Ahmet Özhan, “Tanrım, bu sonbahar vurgunu” diye besteci Selahattin İçli’nin o nefis şarkısını söylerken şöyle düşündüm:
Melankoli
Ağacın dalları titreşiyor camın ardından bakarken ben. Üşüyorlar mı yoksa benim hâlime acıdıkları için mi öyleler ya da tam tersi mi acaba?
Günaydın
Bakmayın havanın soğuk olduğuna,
Gelin Canlar Bir Olalım
“Biraz kıyma haşla da ekmeğimizin arasına koyup yiyelim.” dediğimde neden şaşırıp karşı çıktığını anlayamadım.
Otlar Ve Botlar
Bir yeşillik alabildiğine, Sussanız duyarsınız
Son Çırpınışlar
Çanakkale’de ya da başka bir deniz kıyısında balık tuttunuz ya da balık tutanları izlediniz mi hiç?
Eski Hamam
Bir sabah yeniden doğmuşsun, Al ha Gene kötüler kötü
Mangal
“Mangal” denince ne gelir sorması ayıp? Bahara ulaşmış rolü yapan havaya bakarsanız kırlara açılmak, daralan ruhumuzu yelpazelemek için gönülden değil ama gözden ırak bir yeşilliğe - tabii kaldıysa -
Sudan Ucuz
Hepimiz gibi ben de sık sık çocukluğumu anımsar ve iç çekerim özlemle, ne güzel günlerdi. Kavga gürültü bile akşamına kalmaz, unutulur giderdi dağılan duman gibi.
Tefrika Roman
“Zaman Hırsızları” romanımı da, diğer üç romanım gibi Çankırı’dayken (1965 - 1978) yazmıştım. Günün birinde, sözünü ettiğim romanımı Bilgi Yayınevi’ne göndermiştim.