“Sevgi” deyip geçeriz. Sevgi nedir sizce? TDK’nin sözlüğüne bakmağa bile gerek görmezsiniz aslında ama yine de bir göz atalım:
            “İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu” deyip “yurt sevgisi, evlât sevgisi” örneklerini veriyor.
            Buna neden gerek gördüm? Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken “Sevgiler de eskir mi sence?” dedi. Bir an durdum ama içimden de “Neden olmasın?” deyip sustum. Birden bir şey söyleyip dayanaksız kalmak istemedim.
            O gün bugündür hâlâ düşünüyorum: Sevgiler de eskir mi?
            Neden olmasın? Kullanıla kullanıla yıpranmış bir giysiden, eşyadan söz ederken de “eski” diye söz ediyoruz, tanışmamız ve şarkıda da dendiği gibi “eski dostlar”da olduğu gibi bizi yıllar öncesine götüren kişilerden söz ederken de eski diyoruz. Kısaca yıpranmayı da düşündürüyor, “Yılların emeği var.”ı da… Şimdi gelin de karar verin. Olumsuzluk mu, olumluluk mu? Artan bir duygu mu, yıpranan bir ilişki mi yoksa.
            İş nesneden ayrılıp duyguya, hisse gelince yön mü değiştiriyor sizce? Son günlerde tekrar kafama takılır oldu bu soru ama bir türlü karar veremiyorum.
Şu cümlelere, kavramlara göre tartalım bakalım:
Eski okul, eski araba, eski arsa, eski adres, eski arkadaş, eski sevgili derken hem zamanda geriye gidiyor hem de sonrakini düşündürüyoruz. Bir karşılaştırma olduğuna göre farklılık vurgulanıyor. İşte asıl konu ve soru bu: Acaba soyut kavramlarda nasıl düşünmeliyiz sizce?
Burada bütün mesele karşılaştırılan varlık veya kavramlarda. Gelin onlara bakalım:
“Eski” derken ister varlıkları ister kişileri düşünün. Sadece zamanı değil verilen emeği de düşünün hatta. İster somutu düşünün ister soyutu. Sonuçta ya artık işlevini yerine getirememekten söz ediyordur o kavram ya da yerini başka bir varlık ya da kişinin aldığından ama ne olursa olsun iş duygulara gelince iş değişiyordur.
            İster “eski eteğim, eski ceketim, eski müdürüm” deyin isterseniz “eski evim, eski yurdum, eski uygulama, eski yasa, eski tutum” deyin; bence fark etmez. Karşılaştırma, oranlama yaptığınızda nicelikte ya da nitelikte azalma veya zayıflama varsa sonuç açıkça ortadadır:
            Sevgiler de eskir!
 
Not: Keşke “duygumetre” diye bir ölçme aygıtı olsaydı. Böylece daha somut sonuçlara varılırdı çünkü eski varlık, kişi, davranış, kavramlardan söz ederken sesimizde ister beğeni olsun ister kınama. Demek varlıklar gibi duygular da eskiyor.