Bu başlığımız gerçekten tartışılır, bizden ziyade okuyucularımızın tartışması bizim için önemli !..

İnsanların yaşamı zıtlıklarla doludur… Bu zıtlıklar, bazen güzel bazen özel olur, özelden genele geçişte zorluklar yaşanır…

Zıtlıklarla dolu bir yaşamın içinde olan insanın kendisi,ailesi, içinde bulunduğu toplum, ne zaman bu zıtlıklardan kurtulup da kişilerle-aileleriyle, toplumlarıyla ve yöneticileriyle barışık hale gelirler..?

“Zıt anlamlı kelimelerdearada bir harf değişince, anlam yükü nasıl da değişiyor, değil mi...?! 

Övmek olumlu, sövmek olumsuz; her ikisi de İNSAN için değil mi? Bu iki fiilin hangi cinsiyetle buluşacağı önemli mi? hayır…

Öve öve makama gelenler, söve söve makamı mı koruyorlar...?!
Öve öveMAKAMÎ,döve döveADAMÎ oluyorlar ?!... Böyle oluyorlarsa, samimiyet-ciddiyet, kimlik-kişilik ne oluyor ?!...

Bayramlarda övmek, bayram sonrası sövmek, istediğiniz olmayınca da dövmek, ÖYLE Mİ…?!” (Parlakyıldız: gazetevitamin.com)

Güçlüyken öv, güçten düşünce söv; ne hoş (?) öyle mi ...Bu,güncel-çıkarsalinsan tipininözelliği dersek, haksızlık mı yaparız, acaba ?!...        

Akşam TV’de bir haber kanalı izliyorum, Başer Esad’ın yaptırdığı saraya halk girmiş talan ediyor, haber spikeri de orayı anlatırken, talanedenleri övüyor mu, aklıyor mu, sövüyor mu; kıt olan Türkçesiyle ne yapmak istiyor, belli değil…

Talanda hırsızlık-arsızlık dizboyuda; çalanlar, her yerden birşeyler kırıp-alıp götürenlernesoyu diye düşündüm, işin içinde çıkamadım; onlarla aynı insan tanımında olmaktan utandım

Hep mi söveceğiz, hep mi öveceğiz ?!Sövmeyi edepsizlik, övmeyi de yalakalık kabul edersek, kişi olarak bizlerde bir SORUN yok mu ? dersiniz…

“İtibarı olmayan hırsızın, tasarrufu yine çalmak olacaktır…

Hayatını çıkara bağlayanların, RUHUNDA hırsızlık-arsızlıkgizlidir..Hayrettince

“Şehri imar ederken, NESLİ ihya etmeyi (mutlu etmeyi-canlandırmayı) ihmal ederseniz; ihmal ettiğiniz NESİL, imar ettiğiniz şehri TAHRİP eder…” (Bilge Mimar Turgut Cansever)

Şehri imar edenlerin,o imarın korunmasını yetiştirilecek nesille özdeş kılmasındaki anlayışı, Cansever!inyetiştiği ailesel yapısıyla, babasının kültürel tarzı ve aldığı eğitime bağlamak  gerekir…

Yukarıda önemli tespitiyapanTurgut Cansever; Türk Ocakları kurucularından Dr. Hasan Ferit Cansever'in oğlu olan Cansever, 12 Eylül 1921'deAntalya'da dünyaya geldi.

Yapılan binalardan öç almak,ülkenin parasal gücünü çöpe atıp,yeni çalıcımüte-ah-İT-e davetiye çıkarmaktır…

Yani yaniyani (?!) …

Çanakkale’den SEVGİLER…

                                                                        16.12.2024

                                                                        Dr. Hayrettin Parlakyıldız

                                                                       Akademisyen, Araştırmacı-Köşeyazarı

                                                                       E-posta: [email protected]