ALTIN HIZMA MÜLAYİM
Gün gördüm, günler gördüm, acılar, hüzünler, ayrılıklar gördüm ve seni gördüm, gönlüm bir hoş, dilim lal oldu.
YEMEN TÜRKÜSÜ
Hicranlı yıllar, hüzünlü zamanlar... Sallanan veda mendilleri, dökülen bir bakraç su... Ötelere akan gönül sızıları. Sadece gidişi olan yollara revan olmuş civan mertler. Bilir misiniz, denilir ki her yerden dönülür de Yemen'den dönülmez. Tarihçiler söylemekten korkarlar Yemen ellerinde düşen her bir ulu çınar olan askerlerimizin sayısını. "O çocuklar birer birer gittiler Soylu sevda türküleri dudaklarında, O çocuklar birer birer gittiler" Veda etmedik mi al yazmalımıza, öpmedik mi hürmetle anamızın ellerinden, inanç ve güven veren ellerini omzumuza koyarak" haydi evlat uğurlar ola" demedi mi babamız, sonsuz dualar yoldaşımız olmadı mı... Bak, tan yerinin kızıllığı ebediyet muştuluyor, Cennet atları bizi bekliyor. Öyleyse ölüm bir şerbettir be...
Gökler çökecek birazdan... Haydi Bismillah...
BEN AĞLARIM YANE YANE
Ey görünen ve görünmeyen alemlerin, ezeli ve ebedi sahibi, kainatın bütün işlerini gözetip yöneten, yenilmeyen yegane galip, azamet ve yücelik sahibi, ilmi ve merhameti her şeyi kuşatan, koruyup ve gözeten yüceler yücesi; şu garip Yunus kuluna iyilik kapılarım açtın, karşılık beklemeden bol ihsanlar ve mükafaatlar verdin, yaratan da sensin öldüren de, tekrar diriltende. Bedenimin ve ruhumun gıdasını sen benden daha iyi bilesin. Ey yüce sanatkar gel gör beni aşkın neyledi.
URFANIN ETRAFI
Fırat kıyılarında, güneşin kavurduğu, kavurup pişirdiği ezelden Urfa'lı bir ses gelir, konuk olur ocağımıza. Üstad Kazancı Behid'e Saygılarımızla...
BENDEN SELAM OLSUN BOYU BEYİNE (KÖROĞLU)
Bir yandan gözüne mil çekilmiş seyis Yusuf, Bir yandan cılız, çirkin bir tay, bir yandan da on beşinde yeni yetme Ruşen Ati. Sayılı günler çabuk geçer...I Cılız çirkin tay mahir ellerde öyle bir küheylan olur ki rüzgar bile yetişemez ardından... Yeni yetme Ruşen Ali serpilir, gelişir şahbaz bir yiğit olur ki bileğini büken bulunmaz, bir yay gerer ki, bir mızrak savurur ki breh breh...! çifte su verilmiş usta demirci işi kılıcını kınından sıyırmaya görsün, karşı koyacak yiğit ne gezer! Dağlar o'nun yurdu, kışlağı olur. Zalimlere aman vermez, mazlumun koruyucusudur. Küheylanıyla bir doğuda bir batıda görülür. Namı yayılır cümle âleme. O artık koçyiğit Köroğludur. Bizden selam olsun heybetli dağların hur insanı Koçyiğit Köroğluna, yelesinde hürriyetin rüzgarları yedi iklime nal koşturan beyaz küheylana, ve selam olsun Köroğlunu bağrında barındıran başı dumanlı göğsü mor sümbüllü yüce dağlara! Hey bire Köroğlu! bilesin, tüfek icat edildi...!
ÇEKİN UŞAKLAR ÇEKİN
Şimalin ıslak rüzgarları esiyor Kaçkar'ın doruklarında. Ve Karadeniz insanı ayaklarının altına almış beyaz bulutları, bir kayaya sırtını yaslamış, dolunay da koltuklarının altında. Bin bir renk yayla çiçekleri kokularını gönderiyor her yöne. Geri planda sonsuzluğun panaroması. Bir tulum ezgisinde ışıklar saçıyor yıldızlar. Tulumun zirveleri dolduran yanık ezgisi yeşil bir atlas üzerinden geçerek bir kaç bin metre aşağıda mavilikler üstünde bir taka'ya ulaşır da kemençenin kıpır kıpır ritmine eşlik etmeye başlar. Beyaz köpükler üzerinde takayı sallayan horon tepen uşaklar mıdır, Karadeniz'in dalgaları mıdır, yoksa kıvrak danslarıyla denizdeki hamsiler midir! Gayri orasını siz hayal edin...
 TATLI DİLLİM GÜLER YÜZLÜM
Benimle gülen, benimle ağlayan, her sırrımı, her halimi bilen ey tatlı dilli, güler yüzlü, a ceylan bakışlım; bu kadar hasret yeter. Neredesin sen?