İzmir’e göçen Türk kökenli Balkan toplumlarının etkisi ile kasap, karşılama ve hora tipli oyunların oynandığı bilinmektedir.
Sünnet evlilik gibi sosyal normlara ait geleneksel eğlencelerde kadın ve erkek dans ortamları ayrı mekânlarda oluşturulmaktaydı.
dansın müzik icrasının profesyonel Roman müzisyen tarafından yapıldığı bilinmektedir.
İzmir’de yaşayan Türklerin kent ve kır kesiminde yaptıkları dansların mekânsal sunum ortamları dışında, yapısal açıdan büyük bir icra farklılığı olmadığı düşünülmektedir.
Genellikle İzmir kırsal çevresinde Yunan halkları tarafından sirto, karşılama, zeybek, aptaliko ve kasaposerviko ve balo dansları oynanırdı. Dans ve müziğin ritmi özellikle Yunan adalarından etkilenmişti. Alaçatı ve Eretreia bölgesindeki Yunan halkı daha çok evlerinde, düğün ve bayram gibi özel günlerde eğlenirlerdi. Tüm sahil şeridinde bilinen ortak danslar dışında bu bölgede oynanan danslar; Alaçatı karşılaması, Zeibekiko, Aptalikos, Severi. dir.
Tüm Sahil şeridinde kullanılan müzik aletleri özellikle keman, sandur, dümbelek ve dairedir. Bazı danslarda dansçılar bardak, kaşık gibi farklı nesneleri oyun aracı olarak kullanarak, dans adımlarına ritimle eşlik ederlerdi.
Batı Ege’nin tümünde olduğu gibi İzmir kırsalında yaşayan Türk halklarının temel geleneksel dans türü zeybek oyunlarıdır.
Bir çok kültürle karşı karşıya kalan Ege bölgesi yöre oyunlarındaki tür ve biçim karmaşası 1900'lü yıllarda dikkat çekmiştir. Bölükbaşı'ya göre zeybekler, çok ağır melodi ile davul zurna veya çığırtma ve darbukayla oynanan açık hava oyunlarıdır. Oyun tek, iki kişi veya ikiden fazla kişiyle dairede oynanır.
İzmir ve çevresinde Bu oluşumdaki karakter ve tavırlara göre, Erkek zeybek oyunları 9/2 lik , 9/4 ve 9/8 lük usullerle,  Kadın zeybek oyunlarını ise 9/8 lik usulde oynanmaktadır.
Göçmenlerin Volos’a yerleşmeleri sırasında yaşadıkları sorunlar oldukça çoktur. Ancak bu durum onların buldukları ilk fırsatta eğlenerek hayatlarını daha iyimser ve mutlu yapmaya çalışmalarına engel olmamıştır. Memleketlerinin şarkı ve dansları ve bunların beraberinde olan hatıraları, yerleşmelerinden kısa zaman öncesine kadar yaşadıkları, göçmenliğin getirdiği zorluklara karşı savaşmalarında onlara güç ve dayanma gücü verdi. Bir bardak şarap ve bir meze ile; ki bu bir tuzlu balık biraz peynir olabilirdi, yerleştikleri Yeni İyonya bölgesindeki bir taverna veya bir kafeteryada şarkı söyleyerek ve dans ederek eğlenirlerdi.
Ananeler eğlencelerde baş roldeydi. Geçerli olan danslar Zeybek ve karşılamaydı. Kutlamalar, düğünler ve evlerde gerçekleşen isim günleri kutlamalarında ise balo, karşılama, sirto ve kasaposerviko dansları öne çıkardı.
İzmir’deki eğlencelerden farklı olarak (Bayan Anna Ayvazoğlu’nun kişisel izlenimlerine dayanarak (İkinci nesil İzmirli mübadele göçmeni) Yeni İyonya Magnisia Kültür Ocağı ‘’IYONLAR’’ üyesi)   artık Avrupa dansları daha az görülmekteydi ve geleneksel danslara, 1922 öncesi İzmir’inde olduğu gibi Vals ve polka yerine balo ve sirto eşlik ederdi. İzmir dışındaki (Uzun Ada Eretreia) bölgelerde yaşayan yunanlar kesinlikle geleneksel dansları Avrupa danslarına tercih ederlerdi. Ve bu dansları tüm sosyal etkinliklerde ederlerdi.
Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla birlikte İzmir’in etnik ve demografik yapısı tamamen değişmiştir. Rum vatandaşların tümü Balkanlardan İzmir’e yerleştirilen Müslüman Türk ve Roman toplumlarıyla yer değiştirmiştir. Ermeni nüfus yok denecek kadar azalmış, Levanten ve Musevi Cemiyetler ise gittikçe azalan bir popülasyon ile ancak 20. yy.’ın ikinci yarısına kadar inanca dayalı ritüellerini ve geleneksel kültürlerini devam ettirmişlerdir.