Rembetika, “rembet” kelimesinden gelir. Rembet, altkültürü ve bu alt kültüre mensup insanları tanımlar. Rembetler; otoriteyle barışık değildir, ekonomik olarak alt tabakadandır, taşrada veya banliyölerde yaşarlar ve keyif verici madde kullanımının yaygın ve yasal olduğu tekkelerde zaman geçirirler. Rembetika, genellikle tekke kültüründe çalınıp söylenen, şarkı sözlerinin içeriğini gündelik dertlerin, aşkların ve aşk acılarının, keyif verici madde kullanımının ve buna övgünün oluşturduğu bir müzik türüdür.
Rebetikanın çeşitli tanımları bulunmaktadır. 
*Rebetikolar sade insanların söyledikleri kısa, basit şarkılardır.
*Yunan alt tabakasının 19. yüzyıldan başlayarak, 50’li yıllara kadar süren şarkıları
*Yunan kentlerindeki alt tabaka kitlelerinin sanatsal potansiyelinin bir ifade biçimi
*Rebet… acı çeken, kendisine haksız muamele yapılan, izlenen insandır. Rembetikolar O’nun için yazılmıştır.’
« KAFE AMAN »
16. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nda doğan kafe Amanlarda   kemençe, bağlama ve  udun yanısıra keman ve kanunun da eşliğinde söylenen aşk, gurbet, tekke ve hapis şarkıları vardı. İzmir, İstanbul, Selanik, Atina ve Pire’de onlarca Kafe Aman bu ezgilere ev sahipliği yapması ve Rebetikonun doğmasını sağladı. Mübadelenin ardından İzmir ekolü yerini Pire ekolüne ,doğulu melodiler de yerini nispeten Batılı tınılara devretmiştir. Bu değişimle kemençe, bağlama, ud üçlüsü yerini Buzuki, bağlama, gitar üçlüsü almıştır.Çalgı olarak genellikle Buzuki ve baglama ile icra edilen Rembetika şarkıları tekkelerle birlikte “amane”kahvelerinde icra edilmiştir.
 
Rebetikonun Kafe Amanlarda doğduğu bilinir. O dönemde «Mani Kahvesi» denilen ve sanatçıların maniler okuduğu kahvelerden esinlenerek Rumlar da kendi “Kafe Aman”larını oluşturmuşlardı. Buralarda genellikle kadın sanatçılar doğayla, yaşadıkları çevreyle ve günlük yaşamla ilgili doğaçlama dört dizelik maniler okurlardı. Bu maniler iki ya da daha çok sanatçının atışması şeklinde olabilirdi. Sanatçılar satır aralarında düşünmek ve zaman kazanmak için “aman aman”    sözcüklerini tekrarlardı. Rebetikonun işte en erken örnekleri “amane” denen bu şarkılardır. Zamanla rebetiko şarkılar popülerleştikçe, amaneler moda olmaktan çıkar. Uzun ses pasajlarının yerini enstrüman soloları alır, aman sözcüğü ise arada sırada söylenir hale gelir.
Rebetikonun geliştiği üç dönem şöyledir
1.İzmir dönemi (1922-1923)
İzmir usulü Kafe Amanların hüküm sürdüğü dönem.
İzmir Tavrında müzik, kentle ve kent yaşamıyla daha barışıktır. Şehirde kurulan kahvelerde, kadın müzisyenlerin de katıldığı, duygusal ve zengin süslemeli şarkıların çalınıp söylendiği, orkestral ve sendikal olarak daha profesyonel yöntemlere sahip bir dönemdir.
2.Rebetikonun yer altına indiği dönem(1942-1952)
3.Popüler dönem(yer altından kurtulduğu, Yunanistan’ın ulusal müziği olduğu dönem) Atina ve Pireli müzisyenlerin Pire Caddesi’ndeki Microasia kahvesinde dernekleşerek,  profesyonelleştikleri dönem.
Rebetika müziği özellikle Atina, Pire, Larissa, Hermupolis, Selanik, İstanbul ve İzmir’de icra edilmiştir. Hatta mübadele sonrası bir süre Pire ve İzmir Tavrı türleri  olarak iki tür orataya çıkmıştır. Şarkılarda Türkçe kelimeler de duymak olasıdır. Bazen birkaç Rembetika şarkıcısının bir araya gelerek aşık atışmasına benzer nitelikte karşılıklı şarkı söyledikleri de olur.