Uzmanından uyarı: "Göz alerjisi göz kuruluğuna yol açabilir"
Uzmanından uyarı: "Göz alerjisi göz kuruluğuna yol açabilir"
İçeriği Görüntüle

Uzman Klinik Psikolog İrem Beril Şen, anksiyetenin "çağın sessiz salgını" haline geldiğini belirterek, Türkiye'de 18-24 yaş arası gençlerin neredeyse yarısında orta veya şiddetli düzeyde anksiyete tespit edildiğini açıkladı.
BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi'nden Uzman Klinik Psikolog İrem Beril Şen, günümüzün hızla değişen sosyal ve ekonomik dinamiklerinin, insan ruhunu daha önce hiç olmadığı kadar yorduğuna dikkat çekti. Birçok kişinin farkında olmadan modern çağın getirdiği bu "sessiz salgın" olan anksiyeteyle mücadele ettiğini belirten Şen, kaygının aslında bir düşman değil, bir sinyal mekanizması olduğunu ifade etti.

Türkiye'de her 5 gençten 2'sinde anksiyete tespit ediliyor
Kaygı duygusunun sürekli hale gelmesiyle ortaya çıkan anksiyete bozukluğunun, bireyin yaşam kalitesini ciddi biçimde düşürdüğünü vurgulayan Uzman Psikolog Şen, çarpıcı istatistikleri şöyle paylaştı:
"Türkiye Klinikleri tarafından yürütülen bir çalışmaya göre, 18-24 yaş arası gençlerin yüzde 48,4'ünde orta ya da şiddetli düzeyde anksiyete tespit edildi. Bu oranın, özellikle pandemi sonrası süreçte daha da arttığı bildirildi. Genel epidemiyolojik çalışmalarda ise, Türkiye'de toplumunun yaklaşık yüzde 17'sinin ruh sağlığıyla ilgili sorun yaşadığı ve anksiyetenin bu sorunlar arasında ilk sıralarda yer aldığı belirtildi."

Küresel artış alarm veriyor: Dünya nüfusunun 8'de 1'i risk altında
Uzman Psikolog Şen, artışın sadece Türkiye'ye özgü olmadığını, küresel bir sorun haline geldiğini bilimsel verilerle ortaya koydu:
"Dünya Sağlık Örgütü (WHO, 2023) verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 301 milyon kişi anksiyete bozukluğu yaşıyor. Pandemi sonrası dönemde bu oranda yüzde 25 artış gözlemlendi.
Harvard Üniversitesi'nin (2022) araştırmasına göre, dünya nüfusunun yaklaşık her 8 yetişkininden 1'i, yaşamı boyunca en az bir kez klinik düzeyde anksiyete tecrübe ediyor."

Anksiyeteyi tetikleyen başlıca faktörler
Anksiyetenin ortaya çıkışında birçok etkenin rol oynadığını ifade eden Şen, en önemli nedenleri şöyle sıraladı:
"Yoğun çalışma şartları ve başarı baskısı,
Ekonomik sıkıntılar ve belirsizlik hissi,
Dijital dünya ve sosyal medya: Sürekli karşılaştırma hissi ve görünür olma baskısının özellikle gençlerde 'geleceğe dair endişeler' ve 'yetersizlik hislerini' çoğalttığı belirtildi."

Fiziksel belirtilere dikkat edilmeli
Anksiyetenin sadece zihinsel değil, aynı zamanda fiziksel belirtilerle de kendini gösterdiğini belirten Şen, "Kalp çarpıntısı, titreme, mide rahatsızlıkları, nefes almakta zorluk, terleme ve uyku problemleri gibi belirtiler uzun süre devam ettiğinde, kişinin işlevselliği ciddi ölçüde zarar görebilir" uyarısında bulundu.

Bilişsel davranışçı terapi en etkili yöntem
Tedavi konusunda en etkili yaklaşımın Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) olduğunu belirten Şen, çevrim içi BDT uygulamasıyla anksiyete puanı 17'den 7'ye düşen olgu çalışmalarının bulunduğunu aktardı.
Uzman Psikolog İrem Beril Şen, profesyonel desteğin yanı sıra yaşam tarzı değişikliklerinin de önemine değinerek şu tavsiyelerde bulundu:
"Düzenli fiziksel aktivite, dengeli beslenme, yeterli uyku, kafein gibi uyarıcıları azaltmak, nefes egzersizleri ve mindfulness uygulamaları kaygı belirtilerini hafifletmekte önemli rol oynar."

"Sadece stres" diyerek göz ardı etmeyin
Şen, anksiyetenin sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir mesele olduğunu vurgulayarak son olarak şunları ekledi:
"İş yerlerinde ve eğitim kurumlarında ruh sağlığı merkezlerinin yaygınlaşması, dijital farkındalık eğitimlerine önem verilmesi ve psikolojik destek hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gerekiyor. Anksiyete çağımızın en yaygın ancak en az konuşulan sorunlarından biridir. Onu ‘sadece stres' diyerek göz ardı etmemek, erken farkındalıkla yönetmeyi öğrenmek, yaşamın kontrolünü yeniden elimize almamızı sağlayacaktır."

Kaynak: İHA