Geçtiğimiz hafta kendini yatıştırma yollarına dair bir giriş yapmıştım.

Geçtiğimiz hafta kendini yatıştırma yollarına dair bir giriş yapmıştım. Daha sakin bir hayat sürmenin aslında kendi elimizde olduğunu Psikolojik Danışman Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez’in o güzel derlemesini sizlere sunmuştum.
Bu hafta da bu yazının devamı ile ilerleyeceğim, çünkü bu derlemenin gerçekten de çok güzel olduğunu düşünüyorum. Haftaya da bu konularla ilgili kendi düşüncemi dile getireceğim.

“Kendi ihtiyaçlarını fark etme: Sizi kızdıran, üzen ya da hayal kırıklığına uğratan kişi ya da durum hakkında yeterince düşündünüz. Simdi bu durum karşısında kendi ihtiyaçlarınızı düşünün ve bunları gidermeye çalışın. Kendinizi yatıştırmaya engel olan en temel nedenin ihtiyaçlarınızın giderilmemesi olduğunu görün. Eğer sorun sevilme, kabul görme gibi psiko-sosyal ihtiyaçlarsa bunları gidermek için ailenizle ya da yakın arkadaşlarınızla bağınızı tazeleyin. Tek bir kaynaktan bu ihtiyacınızı gidermeye yönelmeyin. Tek yönlü beslenme gibi tek yönlü olarak kalbimizi de beslersek beklentimiz yükselir ve hayal kırıklığı, kabul görme gibi ihtiyaçlar daha yoğun olumsuz duygulara neden olabilir. Bu durumda da karşılaştığınız olası sorunlarda kendinizi yatıştırmanız zorlaşır.

Kendini düzenleme kapasitesini arttırma: Sosyal Öğrenme kuramının kurucusu Bandura, kendini düzenlemeyi kendi davranışlarımızı standartlar koyarak belirlememiz olarak tanımlamaktadır. Davranışlarımızı belirlerken davranışların zamanına, süresine ve kendi üslubumuza da dikkat etmemiz kendini düzenlemenin doğal birer parçasıdır. Buna göre, bireyin günlük diyetinin ne kadar sağlıklı olduğu, günlük aktivitelerinin işlevselliği gibi konular bireyin kendini ne kadar iyi düzenlediğinin birer göstergesidir. Kendini iyi düzenleyen bireyler kendilerini daha kolaylıkla yatıştırırlar.

Duygu düzenleme becerisi: Gross’a (1999) göre duygu düzenleme hangi duyguyu, ne zaman, nasıl deneyimleyeceğimizi ve tepkimizi nasıl ifade edeceğimizi belirleyen bir beceridir. Bu nedenle de kendini yatıştırma duygu düzenleme becerisinin bir sonucudur. İyi duygu düzenleyici olanlar kendilerini de daha iyi yatıştırırlar. Spor ve sanatla uğraşın. Yoga, meditasyon ya da resim ve müzik gibi alanlarla kendinizi besleyin. Yaşamla ve bedeninizle daha çok bağ kurmaya çalışın.

Kendinizle yolculuğa çıkın: Gerçek ya da düşsel olarak kendinizle yolculuğa çıkın. Kendinizle oturup, kendinizi tanımaya, gözlemlemeye ve her bir tepkinizin işlevini değerlendirmeye vakit ayırın.

Öz-kaynaklarınızı doğru değerlendirin: Her bireyin olumlu-olumsuz ya da sınırlı ve güçlü yanları olduğunu unutmayın. Önemli olan yaşadığınız sıkıntılı olaylar karşısında sahip olduğunuz öz-kaynakları doğru değerlendirebilmektir. Örneğin, akıllı ve disiplinli biriyseniz ya da sosyal ilişkilerde güçlü iseniz bu kuvvetli yönlerinizi yaşadığınız sıkıntılar karşısında nasıl kullanacağınızı bilmek de sizi daha kolay yatıştıracaktır. Ayrıca, daha önceki deneyimlerinizde sizi daha da sıkıntıya sokan özelliklerinizi de iyi bilmeniz ve olabildiğince bu özellikleri daha az kullanarak değiştirmeniz işinizi kolaylaştıracaktır. Örneğin, yoğun sıkıntılar karşısında “hemen başkalarını suçlamaya başlarım” diyen biri bu davranışının işlevsel olmadığını fark edip değiştirmesi gerekir. Ayrıca öz-kaynaklarınızı kendinizi ve duygularınızı düzenleme becerilerinizi geliştirerek zenginleştirmeye çalışın.

Öz-şefkat gösterin: Öz-şefkat, kendimize duyduğumuz şefkat demektir. Yaşadığınız zorlukları ve bu zorlukları aşmak için gösterdiğiniz çabayı, hatalarınızı, zayıflıklarınızı ve hissettiğiniz çaresizlikleri ve en önemlisi de kendinize yaptığınız ağır eleştirileri oldukları gibi gördükten sonra tıpkı bir annenin çaresiz, zayıf, güçsüz bebeğine karşı hissettiği şefkat gibi KENDİNİZE şefkat duyun. Kendinizi anlamaya, korumaya, kollamaya ve yardımcı olmaya yönelin. Kendi arzularınızı, hedeflerinizi ve sınırlılıklarınızı bu şefkat ile tekrar değerlendirin. Kendinizi tüm yönlerinizle birlikte kucaklayın.”

Herkese iyi haftalar…