Eylül’ün son haftasından herkese merhaba; Pandemi başladığı günden beri, durmaksızın geçiyor zaman…

Eylül’ün son haftasından herkese merhaba;
Pandemi başladığı günden beri, durmaksızın geçiyor zaman…
Hayatımda hiç bu kadar hızlı geçirdiğim bir dönemim olmamıştı. Artık sıkılmaktan mıdır nedir, ‘hadi bitsin artık şu hastalık’ temennilerden dolayı mıdır bilmem, birden biri koca kış, ardından sıcak yaz geçti şimdi de sonbaharı hüp diye çekiyoruz içimize.
Havalar da serinlemeye başladı, kendin artık belli ediyor kış. Bu yüzden aman dikkat! Bitki çaylarına başlama zamanı… İlk mandalinalar da çıktı ekşi ekşi, yanına ıhlamur…
Eee bir de elimize bir kitap…
O kitap hangisi olsun diye buradayım ben, sizlere bunca zaman okuduklarımı paylaşmak için.
Bu hafta tam böyle bir ortam için size önereceğim bir kitap var;

Ernest Hemingway kitaplarından Çanlar Kimin İçin Çalıyor…
Konusuna gelirsek; İspanya iç savaşını konu alan kitap Cumhuriyetçiler ve Milliyetçiler arasındaki savaşa sevgi, umut, korku, ölüm duyguları ışığında tanık olmamızı sağlıyor. Kısaca kitabın konusunu, patlayıcı uzmanı olan Robert Jordan’ın bir köprüyü havaya uçurma görevini üstlenmesi ve bu görevi gerçekleştirirken başından geçen olaylar oluşturuyor. Bu olayların ortasında gerçek aşkı bulması, aşkın zaman ve mekan fark etmeksizin en güç koşullarda bile ortaya çıkışı biz okuyucuların içini biraz olsun yeşertse de olaylar hiç beklenmedik bir şekilde son buluyor.

Kitabı okurken hem heyecan hem de duyguları ön plana çıkaran bir kitap. Tam da sonbahar kitaplığına yakışır.