Dr. Öğr. Üyesi İvo Gökmen, Dünya Lenfoma Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunarak, şunları söyledi:

"Lenfatik sistem, vücudun bağışıklık savunmasının temel direğidir. Mikroplar ve enfeksiyonlara karşı bizi koruyan bu sistem; lenf düğümleri, dalak, timüs bezi, kemik iliği ve çeşitli dokulardan oluşan karmaşık bir ağdır. Bu sistemde gelişen kanser türüne lenfoma adı verilir.

Lenfomalar, bağışıklık sistemimizin kilit hücreleri olan lenfositlerden (bir tür beyaz kan hücresi) kaynaklanan kötü huylu hastalıklardır. Kısacası lenfoma, bağışıklık hattımızdaki hücrelerin kontrolsüz ve anormal çoğalmasıdır.

İki Ana Tür

Lenfoma, temelde iki ana gruba ayrılır:
Hodgkin Lenfoma (HL)
Hodgkin Dışı Lenfoma (Non-Hodgkin Lenfoma / NHL)
Bu iki ana grubun klinik seyirleri, tedavi yaklaşımları ve prognozları farklılık gösterir.

Geniş Alt Tip Yelpazesi
Lenfomalar, tek bir hastalık değil, çok geniş bir hastalık ailesidir. Bugün 80’in üzerinde alt tipi

tanımlanmıştır ve her biri kendine özgü biyolojik davranış ve tedavi gereksinimine sahiptir. Bu nedenle lenfoma tanısı konan her birey, multidisipliner bir yaklaşımla, kişiye özel bir değerlendirme ve tedavi planına ihtiyaç duyar.

Epidemiyoloji ve Risk Faktörleri
Türkiye’de her yıl yaklaşık 7.000 kişiye lenfoma tanısı konulmaktadır. Non-Hodgkin lenfomalar, hem erkeklerde hem kadınlarda en sık görülen ilk 10 kanser arasında yer alırken; çocukluk çağı kanserlerinin ise yaklaşık %12’sini oluşturarak üçüncü sırada bulunmaktadır. Bu tablo, lenfomanın toplum sağlığı açısından önemli bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır.

73330561 Dr Ogr Uyesi Ivo Gokmen Dunya

Kesin Neden Bilinmiyor, Risk Faktörleri Önemli

Lenfomanın tek bir nedeni yoktur; genetik, çevresel ve bağışıklık sistemiyle ilgili çeşitli faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Bilimsel olarak tanımlanmış başlıca risk faktörleri şunlardır:

Yaş: Vakaların çoğu 50 yaş ve üzerindeki bireylerde görülür.

Cinsiyet: Genel olarak erkeklerde risk daha yüksektir; ancak bazı alt tipler kadınlarda daha sık görülebilir.

Aile Öyküsü: Birinci derece akrabada lenfoma bulunması riski artırabilir.
Kimyasal Maruziyet: Benzen ve bazı tarım ilaçları gibi kimyasallara maruz kalmak risk faktörleri arasındadır.

Bağışıklık Sisteminin Zayıflığı: HIV pozitif bireyler veya bağışıklık sistemini baskılayan sendromları olan kişilerde risk artar.

Otoimmün Hastalıklar: Romatoid artrit, lupus, Sjögren sendromu ve çölyak hastalığı gibi otoimmün tablolar lenfoma riskini yükseltebilir.

Enfeksiyonlar: EBV, HIV, HHV-8 (Kaposi Sarkomu ilişkili herpes virüsü), Helicobacter pylori, Hepatit C ve bazı bakteriyel enfeksiyonlar belirli lenfoma tipleriyle ilişkilendirilmiştir.

Aşırı Kilo (Obezite): Bazı çalışmalar obeziteyi Non-Hodgkin lenfoma riskinde artışla ilişkilendirmiştir.

Belirtiler ve Erken Teşhisin Önemi

Lenfomanın en sık görülen belirtisi, boyun, koltuk altı veya kasık bölgesinde ağrısız lenf bezi şişlikleridir. Bu bulgu, hastaların büyük bölümünde ilk işareti oluşturur.
Ancak lenfoma farklı klinik tablolarla da kendini gösterebilir. Dikkat edilmesi gereken diğer belirtiler şunlardır: Nedeni açıklanamayan ateş, gece terlemeleri, çıklanamayan ve istemsiz kilo kaybı, ürekli yorgunluk ve halsizlik, deride yaygın veya inatçı kaşıntı, nefes darlığı veya öksürük, karında şişlik veya rahatsızlık hissi

Tekrarlayan enfeksiyonlar

Önemli Not: Bu belirtiler başka hastalıklarla da ilişkili olabilir. Kesin tanı ancak hekim tarafından, uygun muayene ve testlerle konulabilir.

Erken Teşhis ve Tarama

Lenfoma için kabul edilmiş standart bir tarama yöntemi bulunmamaktadır. Bu nedenle toplumun hastalık belirtilerini bilmesi ve bu bulguları fark ettiğinde vakitte kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması hayati önem taşır. Erken başvuru ve doğru tanı, tedavi başarısını belirgin şekilde artırır.

Tanı Yöntemleri

Lenfomada doğru tanı koymak için çok yönlü ve dikkatli bir yaklaşım gerekir. Kesin tanı, yalnızca hekim tarafından ve uygun testlerle konulabilir. Bu süreçte kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:
Ayrıntılı öykü ve fizik muayene: Hastanın şikâyetleri ve muayene bulguları değerlendirilir.
Lenf nodu biyopsisi: Kesin tanı için altın standarttır; şüpheli lenf bezinden örnek alınır ve patolojik inceleme yapılır.

Kemik iliği biyopsisi: Hastalığın yayılımını ve evresini değerlendirmek için kullanılır.
Kan sayımı ve biyokimyasal testler: Vücudun genel durumu ve organ fonksiyonları hakkında bilgi verir.
Görüntüleme yöntemleri (PET-CT, MRI, X-ray): Hastalığın vücuttaki yayılımını ve tedaviye yanıtını değerlendirmek için önemlidir.

Tedavi Yaklaşımları

"Plastik yerine cam, su geçirmeyen kumaşlar yerine doğal kumaşlar tercih edilmeli"
"Plastik yerine cam, su geçirmeyen kumaşlar yerine doğal kumaşlar tercih edilmeli"
İçeriği Görüntüle

Lenfoma tedavisi, hastalığın türü, alt tipi, evresi ve hastanın genel sağlık durumu gibi birçok faktöre bağlı olarak kişiselleştirilir. Kullanılan temel tedavi yöntemleri şunlardır:
Kemoterapi: Kanser hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını durdurmayı hedefler.
Radyoterapi: Özellikle sınırlı bölgelerdeki hastalık için ışın tedavisi uygulanabilir.
Biyolojik tedaviler (Monoklonal antikorlar): Bağışıklık sistemini güçlendirerek veya kanser hücrelerine doğrudan etki ederek çalışır.
Hedefe yönelik tedaviler ve yeni ajanlar: Bazı alt tiplerde hücre içi sinyal yollarına müdahale eden özel ilaçlar kullanılmaktadır.
Kök hücre nakli: Uygun hastalarda, özellikle nüks veya dirençli hastalık durumlarında uygulanabilir.
Cerrahi: Genellikle tanı amaçlıdır, nadiren tedavide rol oynar.
Temel Mesajlar
Vücudunuzda olağan dışı değişiklikler hissettiğinizde beklemeyin; zaman kaybetmeden bir uzmana başvurun.
Süreklilik gösteren veya açıklanamayan şikâyetleriniz varsa en yakın sağlık kuruluşuna danışın.
Fark ettiğiniz bulgular her zaman kansere işaret etmeyebilir; ancak emin olmak ve erken davranmak hayati önemdedir.
Kanser ne kadar erken teşhis edilirse tedavi şansı o kadar artar. Erken tanı, yaşam kurtarır."

Kaynak: Haber Merkezi