Jane Austen'i sevdiğim yazarlar arasına koymamın nedeni, onun yaşadığı dönemde böylesin güçlü bir kadın olarak durabilmesinden gelir.

Jane Austen'i sevdiğim yazarlar arasına koymamın nedeni, onun yaşadığı dönemde böylesin güçlü bir kadın olarak durabilmesinden gelir.Babası tarafından eğitilmişti. O dönemdeki kadınlardan daha iyi bir eğitim aldığı için şanslı bir kadındı. usten, 12 yaşına geldiğinde kendi hikayelerini yazıyordu; fakat ilk romanının yayımlanması için yaklaşık 25 yıl daha geçmesi gerekecekti. Austen'in romanları, günümüzde oldukça popülerdir. İnsanların zaaflarını esprili bir anlayış ve zarif bir mizahla eserlerinde işlemiştir. Romanlarının başkahramanlarının hepsi kadındır ve romanlarının hepsi de mutlu bir evlilikle sona ermiştir. İlk olarak Aşk ve Yaşam adlı kitabı basıldı. Bunu Gurur ve Önyargı , Mansfield Parkıve Emma takip etmiştir. Northanger Manastırı ve İkna romanlarının her ikisi de Austen'in ölümünden sonra 1818'de basılmıştır. Bütün bu romanlar anonim olarak yayımlanmıştır.
Austen, hiç evlilik yapmamış, bunun yerine romanlarının birçok bölümünün geçtiği Bath dahil birkaç yerde ailesiyle birlikte yaşamıştır. Mayıs 1817'de aile, Austen'in hastalığına çare aramak için Winchester'e taşınmış; ancak yazar, iki ay sonra ölmüştür. Cenazesi Winchester Katedraline gömülüdür.

En ünlü eseri Aşk ve Gurur ise okuyan herkesin içine işler....
Aşk ve Gurur 18. yüzyıl İngiltere’sinin taşralı-soylu çatışmasının atmosferinde, kalıp düşüncelerin aslında nasıl da tam tersine dönüşeceğinin romanıdır. Yazarın kendi yaşadıklarından da izler taşıdığı düşünülen kitapta, taşralı Elizabeth Bennett ve onun kalabalık ailesinin soylu ve zengin Charles Bingley’in, Bennet ailesinin yaşadığı yere yakın bir malikâneyi kiralamasıyla birlikte işler değişir. Charles Bingley’in yakın arkadaşı Fitzwilliam Darcy ile Elizabeth Bennett’in baloda dans etmelerinin ardından ikili arasındaki sürtüşme başlar. Denilebilir ki soyu ve zenginliğiyle gururlanan Darcy’nin soylu olmayan Elizabeth için duyduğu önyargı, Elizabeth’in ise Darcy’e karşı ahlaklı gururuyla Darcy’nin zenginliğine duyduğu önyargı romanın akışında hem karakterleri hem de okuru şaşırtacak seyriyle akıp gitmektedir.
“Bir kadının erdemini kaybetmesi, telafi edilmesi imkânsız sonuçlar doğurur. Attığı tek bir yanlış adım sonsuza dek acı çekmesine neden olur. Bir kadının itibarı da güzelliği kadar hassastır.”