Korona virüsü ile başlayan her yazının başında bir öğürme belirtisi gösteriyorum.
Korona virüsü ile başlayan her yazının başında bir öğürme belirtisi gösteriyorum.
Sizlerin de bu mevzudan bıktığından emin gibiyim neredeyse…
Ancak, hayatımızda bir takım şeyleri değiştirdiği noktasında da ortak noktada buluşabiliriz.
Ben ve benim neslimin kolonya ile arası pek iyi değildi mesela, özellikle hijyene ne kadar dikkat etmemiz gerektiğini öğrendik.
Yemek yapmayı çok az bilirdim örneğin, korona sürecinde kendime bir borcam edindim ve başladım keklere, tariflere… Çok da iyi oldu, insanın öğrenebileceklerinin sınırı yokmuş gerçekten.
Madem başladık yapmaya, neden suşi de yapmıyoruz ki diye sordum arkadaşlarıma, maliyetli ve doyurucu olmadığı için kimseden onay almadı bu teklifim.
Bunun üzerine şusi aslında oldukça lezzetli ve yenilebilir bir ürün iken, neden Türkiye’de tutunamadı ki? Yahut ‘donut’ adı verilen şerbetli hamur işi üzerine çikolata barından o muhteşem tatlı…
Yurtdışında, insanların günlük hayatında yer alan oldukça ucuz yiyecekleri neden ülkemizde Premium hizmet olarak pazarladıklarını asla anlayamayacağım. Özellikle, ‘abi bakın denedik ama tutmadı’ demek için mi asgari ücretli insanların erişemeyeceği fiyatlara satılıyor?
Ben tatlılara çok düşkünüm hatta birkaç kilomu sadece onlara borçluyum diyebilirim. Denk geldikçe veya canım çektikçe alırdım donut. Birkaç yıl önce, tanesi 5-10 TL arası değişen bir fiyat aralığına sahipti. Elbette, tercih edilesi değildi, ithal diye tabir edebileceğimiz tarzda tatlı yemek isteyen insanlar için waffle çok daha tercih edilebilir. Berliner, donuta çok benzeyen bir tatlı çeşidi, tek farkı donut ortası delik (simide benzer) iken berliner değil.
Gerçi farklı parametler de var, artık sağlıklı yaşam ekolü çok popüler. İnsanlar spor salonlarına üye olmaya, şekeri, glüteni bırakmaya başladılar. Nispeten özeniyor olsam da, rafine şeker tüketmeye çok alışkınım. Şekersiz çay, kahve benim için tüketilebilir bile değil. Üstelik birkaç ay denedim de, bilemiyorum belki tekrar denemeliyim. Ancak, paketli; fruktozlu vb. olmayan ürün tüketmek gerçekten emek istiyor.
Bir diğer mevzu da, zincir fast foodçular.
Geçtiğimiz hafta, evde hamburger yaptım. İnternette çok fazla tarif var, siz de damak tadınıza uygun olanı seçip gerekli malzemeleri edinip yapabilirsiniz. Bir tek Kars kaşarı, Cheddar peyniri gibi pahalı peynirleri içeren tarifler biraz maliyetli olabiliyor. Ancak hazzı, doyuruculuğu ve içeriği bakımından çok daha avantajlı olduğu bir gerçek. Evde uğraşmak istemeyenler için, butik hamburger dükkânları çok güzel bir alternatif sunuyor. Tabii fiyat olarak kişi başı 25 TL’yi gözden çıkarmak gerekli…
Yemek yemek, sadece karın doyurmak olduğunda, tüm bu konular üzerine düşünmeye gerek yok. Ama işi içine yediğin yemek, verilen emek gibi değişkenler girdiğinde olay çok daha komplikeleşiyor.