Kurumlardaki savurganlığın veya verimsizliğin derecesi, o kurumun yöneticisinin başarı derecesinin bir göstergesidir.

Kurumlardaki savurganlığın veya verimsizliğin derecesi, o kurumun yöneticisinin başarı derecesinin bir göstergesidir. Çünkü yönetici, bir grup insanı aynı amaçlar etrafında toplamak, koordine etmek ve bu çabanın en iyi biçimde üretim yada hizmete dönüşmesini sağlamakla görevlidir.Yöneticinin verimli davranış biçimi sergilemesine, bir başka anlatımla doğru işleri doğru şekilde yapmasına olanak sağlayacak performans geliştirme (iş başarımı)ile ilgili öneriler aşağıda verilmektedir.
1-Toplumsal değişime uyum sağlama: Toplumun özellikle düşünce seviyesinin gerisinde kalan yada toplumdaki gelişmeleri izlemeyen bir yönetici, kurumunun amaçlarına ulaşmasında etkili olamaz. Bu nedenle yönetici, öncelikle görev alanı ile ilgili dünyada ve ülkedeki görüş ve düşünceleri, teknolojik ve ekonomik gelişmeleri ve benzeri oluşumları izlemek zorundadır. Bu ise geniş ölçüde etkinliklere katılma ve her türlü yayını izlemekle mümkündür.
2-Bilgi teknolojilerinden yararlanma: Teknolojiyi izlemeyen, bilemeyen yönetici yönetmesini de bilemez. Verimliliği artırmanın ilk koşulu; yöneticilerin, çağdaş yönetim teknikleriyle donanmış olmalarını gerektirir. Yöneticilerin öncelikle bilgisayar teknolojisinin yarattığı olanaklardan yararlanmaları; hem bilgi birikimlerini artıracak hem de bilgiye anında ulaşmayı mümkün kılacaktır.
3-Hizmet içi eğitim programları: Bilgi çağına geçme sürecinin oluşturduğu hızlı yaşam biçiminden ve yeniliklerden en çok etkilenenler hangi kademede olursa olsun yöneticilerdir. Yöneticiler için olduğu kadar, onlarla birlikte çalışan personelin verimliliklerinin artırılması için, bir dizi eğitim programı düzenlenmesi, zamanlarının belli bir kısmını bilgi ve beceri kazanma ve yenilenme çalışmalarına ayrılmasıyla kazanılır.
4-Yardım ve işbirliği merkezlerinden yararlanma: Verimliliği artırmayı amaçlayan yöneticiler, kurumları ve çalışanları için kuracakları yardım ve işbirliği merkezlerinden (Araştırma -Geliştirme Merkezi, Bilgisayar Destekli Merkez, Kendi Kendine Öğretim Merkezi, İnsan İlişkileri Merkezi, Danışma ve Rehberlik Merkezi, Program Geliştirme, Ölçme ve Değerlendirme Merkezi vb.) alacakları destekle yönetimde etkin olarak verimliliği artırmaları kolaylaşacaktır.
5-Mesleki yeterlilik ve ahlakî ilkeler: Günümüzde yönetim bilim dalı haline gelmiştir.Yöneticiler fakültelerin yönetimle ilgili bölümlerinden mezun olmaktadır. Ancak, kurumlarda mesleği öğretmenlik, doktorluk, mühendislik olan ve yönetim formasyonu bulunmayan yöneticilerin çoğunlukta olduğu görülebilir. Yöneticiliği bir meslek olarak kabul eden anlayışın benimsenmesi, uygulanması yöneticilerin; yeterlik alanlarına uygun olarak yetiştirilmesi, demokratik toplum değerleriyle bütünleşmesi, evrensel ahlakî ilkeleri benimsemesi ve uygulaması verimliliği artıracaktır.
Sonuç;
Sonuç olarak, her kuruluşun devlet bütçesinden aldığı bir payı vardır. Bu paylar bazen ek olarak fonlarla, yardım amaçlı bağışlarla, desteklenir. Bu kaynakların verimli harcanması kurumda her personelin görevi olmakla birlikte öncelikle yönetimin görevi olarak görülmektedir. Üst yönetimler, savurganlığı önleyici ve tasarrufa yöneltici tedbirlerin alınmasını yasal metinler yayınlayarak duyurmaktadır. Ancak savurganlık sadece yasal düzenlemeler ve talimatlarla önlenecek bir olgu değildir. Kamu görevlilerinin savurganlığı önlemeyi bir görev ve yaşam biçimi haline getirmesi ile önlenebileceğine inanılması gerekir.
Verimlilik ve savurganlığı mevcut eğitim programları içinde “yerli malı kullanmalı” gibi küçük bir ünite olarak görmek yeterli değildir. Bunu eğitim sisteminin ilk öğretimden yüksek öğretime kadar bütün kademelerinde derin bir bilgi birikimi ve araştırma alanı olarak ele almak gerekir. kuruluşlar çalışan personelini emekli olana kadar hizmet içi eğitimlerden geçirilmelidir.
Hızlı bir kalkınma sürecinde bulunan ülkemizde, sınırlı kaynakların en verimli biçimde kullanılma zorunluluğu vardır. Bu konuda her kademedeki yöneticinin bunu bir görev bilmesi kuruluşundaki savurganlığa neden olan sorunları görmesi, kabullenmesi, tanıması, tüm çalışanlar ve alan uzmanlarıyla birlikte sorunu çözmesi gereklidir.