Çanakkale iki haftadır açılan kafe ve restoranların ardından, sokaklarda ve mekanlarda yoğunluk yaşanmaya başlanmıştı. 3 aydan fazladır kapalı olan işletmeler, ettikleri zararları karşılamak için 07.00-19.00 saatleri arasında gelen müşterilerine en iyi hizmeti vermeye çalıştı. Kimi yerler sosyal mesafe kurallarına dikkat ederken, kimi işletmeler ise bazı kuralları hiçe saydı. Fakat vaka sayılarının da artması ile kırmızıya dönebilecek olan Çanakkale’de, çok yüksek riskli kategorisine girdiği anda işletmeler kapanacak. Bundan dolayı endişeli olan esnaflar, tekrar kapanmamak için vatandaşların bu kapsamda dikkatli olmasını isterken, kendi meslektaşlarını ise kurallar konusunda dikkatli davranmasını öneriyor.
“TEDBİRLERE UYMAYAN KİŞİLER OLDUĞUNU GÖRDÜK”
Aynalı Çarşı’nın girişinde kafe işleten Seren Kocaoğlu, açıldıkları iki haftadan beri süreci paylaştı. Kocaoğlu, “Şu anda yüzde 50 kapasite ile misafir ağırlıyoruz ve masa sayımızı azalttığımız için tabi ki daha az bir yoğunluk var. Beklediğimiz gibi bir yoğunlukla karşılaşmadık açıkçası. Kapılarımızı tekrar müşterilerimize açtığımızda, bir senedir süren salgın sonrasında bile hala tedbirlere uymayan kişiler olduğunu gördük. Örneğin, maske takmayan kişileri mekanımıza alamıyoruz. İnsanların halen daha bilinçlenmesi gerekiyor” dedi.
“KİŞİLERİN BU ANLAMDA DA BİLİNÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR”
Kocaoğlu, işletme olarak uyguladıkları tedbirler hakkındaki gözlemlerini de paylaşarak, “Önceden ateş ölçümü yapıyorduk ama şimdi HES kodu uygulaması ile kontrol sağlıyorduk. Ama fark ettik ki insanlar HES kodu ile yaşamayı daha öğrenememiş. HES kodu istediğimizde ne olduğunu soran bile var. Kodunu bizimle paylaşmayanları yine mekanımızda misafir edemiyoruz. Kişilerin bu anlamda da bilinçlendirilmesi gerekiyor. Çünkü uzun yıllar boyunca HES kodu uygulamasını kullanacağız gibi gözüküyor” diye anlattı.
“İNSANLAR BİR TEK HES KODUNA DAHA HENÜZ ALIŞAMADI”
Kişilerin, yerinde normalleşme kararlarının ardından kafe ve restoranların açılması ile birlikte dışarıya çok çabuk adapte olduklarını gözlemlediğini söyleyen İşletme Sahibi Kocaoğlu, “Önceki açıldığımızda süreç nasılsa, şimdi de o şekilde işliyor. İnsanlar bir tek HES koduna daha henüz alışamadı. Maske kullanımı genelde iyi durumda. Biz, yeme-içme alanı olduğumuz için mecburiyet olarak masasına geçtiğinde maskeyi çıkarıyor ama işlem bittikten sonra takan da var takmayan da var” ifadelerini kullandı.
“BU DURUM BİZİ TEKRAR ZORLAYACAK”
Pazartesi günü il bazında risk kategori haritası açıklanması beklenirken, son zamanlardaki Çanakkale’deki artışın esnaf üzerindeki etkisini belirten Seren Kocaoğlu, “Bu bizim için çok üzücü, kapanmak istemiyoruz. İki haftalık vaka sayılarına tekrar bakılıp, tekrar kapanma kararı gelip gelmeyeceği yönünde net bir bilgi yok. Hafta sonu bir toplantı gerçekleşecekmiş ve ondan sonra yeni durum belli olacak. Bizler de bu bütün işletmeciler olarak, bu toplantının sonucunu bekliyoruz. Eğer kapanırsak bu durum bizi tekrar zorlayacak ve üzecek. Kapanma süreci boyunca edilen zararın yanında, açılmak için edinilen bir masraf da oluyor. 3 aydan fazla süredir kapalıydık, çalışma arkadaşlarımız burada değildi, ürünler elimizde yoktu. Açıldığımızda bunu toparlayıp, en iyi şekilde hizmet vermeye çalışmak açıkçası ekstra bir masraf oluyor. Zaten daha kapandığımız dönemlerin yükü üzerimizdeyken, tekrar kapanırsak nasıl bir yol izleyeceğimize dair bir fikrimiz yok” şeklinde konuştu.
“BIRAKTIĞIMIZ FİYATLARIN HEPSİ ÇOK YÜKSELMİŞTİ”
Kocaoğlu, bazı işletmelerin ürünlerine yaptığı zam ile ilgili olarak ise, “Biz henüz zam yapmadık ama şu andaki ekonomide gelen zamlarla, eski fiyatlar ile gitmek bir tık zor. Süreç şu anda belirsiz olduğu için ve her geçen gün artan fiyatlardan kaynaklı işletmeci arkadaşları da anlamak lazım. Çünkü bir gün gidip aldığınız bir kutu süt ile birkaç gün sonra gidip aldığınız sütün fiyatı aynı değil. Bu kapalı kaldığımız süreçte, bu kadar ay alışveriş yapmadıktan sonra ve tekrar açılınca, alışverişe gittiğimizde bıraktığımız fiyatların hepsi çok yükselmişti” ifadelerini kullandı.
Gizem Tuğçe BAYHAN
Editör: Ersan Küçükkuru
