Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde yer alan bir deprem ülkesi olduğu hatırlatılan açıklamada, Çanakkale’nin ise bu gerçeğin tam merkezinde olduğu ifade edildi.

Gerek Batı Anadolu Fay Sistemi, gerekse Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun uzantılarının, Çanakkale’yi ciddi şekilde tehdit ettiği ve bunun bilimsel bir veri olduğu; bir senaryo değil; kaçınılmaz bir gerçeklik olduğu aktarıldı.

Bu gerçekliğe rağmen, Çanakkale’deki yapı stokunun önemli bir kısmı, modern deprem yönetmeliklerine uygun olmayan, mühendislik hizmeti almamış ya da yetersiz denetimle inşa edilmiş yapılardan oluş kaydedilen açıklamada şu ifadeler yer aldı; “1999 Marmara Depremi sonrası değişen inşaat ve denetim sistemine karşın, o tarihten önce yapılmış binlerce yapı hâlâ kentimizde kullanılmaktadır. Bu durum, Çanakkale’yi olası bir depremde büyük can ve mal kaybı riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi olarak bu konuda kamuoyunu uyarıyor ve yetkililere şu çağrıyı yapıyoruz:

Yapı Stoku Envanteri Derhal Çıkarılmalıdır

Çanakkale genelinde mevcut yapıların yaş, malzeme kalitesi, zemin durumu ve taşıyıcı sistem açısından durumu bilimsel verilerle tespit edilmelidir. Nerede ne kadar riskli yapı olduğuna dair somut bir tablo ortaya konmalıdır.

Riskli Yapılar Tespit Edilip Öncelikli Müdahale Planı Oluşturulmalıdır

Yalnızca merkezde değil, ilçelerde ve köylerde de depreme dayanıksız yapıların belirlenip, öncelik sırasına göre kentsel dönüşüm veya güçlendirme programlarına alınması gereklidir.

Deprem Performans Analizleri Teşvik Edilmelidir

Yurttaşlarımız, yaşadıkları binaların depreme karşı dayanıklılığı konusunda bilinçlendirilmeli; performans analizi için teşvik ve destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Yerel Yönetimlere ve Karar Vericilere Çağrımızdır

Çanakkale’de kamu kurumuna 55 kişi alınacak
Çanakkale’de kamu kurumuna 55 kişi alınacak
İçeriği Görüntüle

Kentsel planlamalarda zemin etütleri titizlikle yapılmalı, dere yatakları, dolgu alanları, fay hattına yakın bölgelerde yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemelidir. Yeni yapılacak her bina, sadece yönetmeliğe uygun değil, bilimsel olarak güvenli olmalıdır.

Toplum Bilinci ve Katılımı Sağlanmalıdır

Afet yalnızca binaların değil, toplumun da hazırlıklı olmasını gerektirir. Bu nedenle deprem öncesi, sırası ve sonrasına yönelik bilinçlendirme çalışmaları arttırılmalıdır. Deprem, ne zaman olacağını bilemediğimiz ama mutlaka olacak bir doğa olayıdır. Felakete dönüşüp dönüşmeyeceği ise bizlerin alacağı önlemlere bağlıdır. Bugün görmezden gelinen her risk, yarının acısı olabilir.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak, bilimsel ve teknik bilgi birikimimizle bu süreçte üzerimize düşen her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz.”

Kaynak: Haber Merkezi