Hazan mevsimi olan Sonbahar’ın çöktüğü Kazdağları ve Çanakkale doğasında çınarlar renk değiştirerek adeta yer yüzünü gökkuşağına dönüştürdü. Yeşilin arasında sarı ve kızıl renkleriyle yaprak dökmeye başlayan çınarlar kışa hazırlanırken, uzun yaşantılarının izlerini de bir sonraki nesiller taşımayı umuyor. Gücün, dayanıklılığın, tarihin ve uzun ömrün sembolü olan ulu çınarlar, Çanakkale’nin geçmişini geleceğe taşımaya devam ediyor. Yıllarca yaşayabilen en büyük ağaç familyasından olan çınarlardan biri de Lapseki İlçesi Gökkaya Köyünde yer alıyor. Yüzlercesi gibi köydeki bu çınar da Bizans ve Osmanlı döneminin izlerini taşıyor.

İki döneme şahitlik eden ulu çınar
Osmanlı döneminde Karaman bölgesinde getirilerek Lapseki İlçesine yerleştirilen Türkler tarafından 1400 yılında kurulan Gökkay Köyünde bulunan çınar ağacı tarihe tanıklık ediyor. Yaşı henüz belli olmayan Çınar ağacının kavuğu bir ev sıcaklığında vatandaşları kucaklarken, Osmanlı döneminin yanı sıra Bizans dönemi yerleşim yerinin var olduğuna dair de izler bulunuyor.
Köyü ziyaret eden ve Çınarın tarihine tanıklık eden Orman Yüksek Mühendis Mehmet Akkan yaptığı açıklamada “ Roma, Osmanlı ve Türkiye döneminde yaşayarak, yüzlerce yıla ve tarihe olaylara tanıklık etmiş, hala varlığı ile bizlere de yaşamı, mücadeleyi, var olmayı, hayat vermeyi anlatarak, bana bile tanıklık etti. Sarıldım, konuştum, tarih ve insanlar aklımdan geçti, geçmekte. Gökköy Köyünde yaşayan güzel insanlar, bu Çınar Ağacına sahip çıkmaktadır. Geçmişi, geleceğe taşımayı başarmışlar” dedi.







