Çanakkale Belediyesi ve Türkiye Avrupa Vakfı iş birliğinde yürütülen İklim Elçileri Projesi kapsamında, Çanakkale’nin iklim krizine dikkat çekmek ve adaptasyon sürecinin nasıl işleyeceği ile ilgili bilgilerin verildiği “Çanakkale İklim Krizi: Afetler, Sorunlar ve Çözümler" paneli gerçekleştirildi. Çanakkale Belediyesi Nikah Salonu'nda düzenlenen Panele Belediye Başkanı Muharrem Erkek, STK’lar, Akademisyenler ve vatandaşlar katıldı. İklim krizinin Çanakkale ve Türkiye üzerindeki etkilerinin tartışıldığı panelde Prof. Dr. Murat Türkeş, Dr. Onur Sinan Türkmen Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve Prof. Dr. Yeşim Büyükateş konuşmacı olarak katıldılar.
Gelecek nesillerin ekosistem hakkını korumalıyız
İklim değişikliğinin yarattığı atmosferin konuşulduğu Panelde açılış konuşmasını gerçekleştiren Belediye Başkanı Muharrem Erkek “Çanakkale Belediyesi olarak 2023’te tamamladığımız iklim eylem planının uygulanabilmesini sağlamak, o planı güçlendirmek, sivil toplumun ve hemşehrilerimizin katılımını sağlamak ve sürdürülebilir kılmak amacıyla projemiz Ocak 2025’te baladı ve devam ediyor. İklim değişikliğine karşı tüm tedbirlerimizi almak zorundayız. İçme suyu havzamızı, Atikhisar Barajını besleyen yer üstü ve yer altı sularımızı korumak zorundayız. Çünkü Çanakkale olarak olağanüstü kurak bir coğrafyadayız. Bu yaz, Çanakkale’de çıkan küçük büyük tüm yangınlarda 7 bin hektar alanımız yandı. Böyle devam ederse yangınlar da sürecek. Bunun için yapmamız gereken önemli işler var. Ama Çanakkale bunu yapacak kapasitede. Artık dünyada ‘Ekosistem hakkı’ diye bir hak var. Gelecek nesillerin sağlıklı, temiz bir çevrede doğup büyüme hakları var. Bunu da kimsenin yok etmeye hakkı yok” dedi.
Değişen hava sirkülasyonu rüzgarları şiddetlendirdi yangınları büyüttü
Belediye Başkanı Muharrem Erkek’in konuşmasının ardından panele geçildi ve ilk panelist Prof. Dr. Murat Türkeş oldu. Prof. Dr. Türkeş, iklim krizinin genel çerçevesini ve yarattığı afetleri sunumuyla Ülkemizin ve Çanakkale’nin değişen iklimi hakkında bilgiler verdi. Türkeş, değişen atmosfer basıncının etkilediği ve rüzgarları şiddetlendirdiğini belirterek “Bu yıl itibariyle üçüncü kurak yıla girdik ve Türkiye’nin hiçbir sistemi üçüncü kurak yıla hazır değil. Bu nedenle Çanakkale’de de yer altı suyunu da etkileyen, bitki örtüsünü da etkileyen tarımsal ve fizyolojik kuraklığın etkisinde olduğunu gösteriyor. Ülke olarak 2025 yılı yazına daha kurak koşullarda girdik. Zaten yazın kurak veya çok kurak olan Akdeniz iklimi bu yıl Nisan ve Mayıs aylarında biraz serinlik oldu ama, sıcak ve kurak bir mevsim yaşadık. Fakat, bunun yanı sıra başka bir şey oldu. Çok önemli bir genel atmosfer dolaşımı sirkülasyon değişikliği oldu. Mesela Haziran ayında kuzeyli rüzgarı olan Poyrazın kuvvetlendiğini görüyoruz. En çok yangını yaşadığımız Ağustos ayında ise yine kuzeyli sirkülasyonun kuvvetlendiğini görüyoruz. Bu nedenle yangınların büyük bir bölümü Türkiye’nin Kuzey Batısında, yani Marmara’da, Kuzey Egede ve Batı Karadeniz’de çok ciddi şekilde görüldü. Bu alanların Akdeniz'e göre daha çok yandığını gördük, Bunun nedeni ise yaşanan hava koşulları oldu. 24 aylık SIP haritasında Çanakkale hala kurak. Bu da uzun süredir kuraklığın Çanakkale ve Türkiye’nin çeşitli yörelerinde etkili olduğunu gösteriyor” dedi.
Orman yangınlarının sebebi Kızılçam değil insan
Panelde konuşan Prof. Dr. Doğanay Tolunay ise yıllarda artan orman yangınlarının iklim kriziyle ilişkisini değerlendirdi. Bütün yangınların insan tarafından başlatıldığını vurgulayan Prof. Dr. Doğanay Tolunay “İklim değişikliği yangını çıkartmaz, yangına elverişli koşulları arttırır. Yangın sayıları da geçen yıllara göre çok arttı. Geçtiğimiz yıl 3 bin 800 yangın çıktı ve bu Cumhuriyet Tarihinin en çok yangın çıkan yılı oldu. Bu sadece orman yangınları, anız falan değil. Geçen yıl 30 bin hektar alan yanmıştı bu yıl şu ana kadar 78 bin hektar alan yangı. Bu yıl en fazla ormanımızı kaybettiğimiz dördüncü yıl oldu. Çanakkale’de çok fazla yangının çıktığı 10 ilin arasında bile değil. Yıllık ortalanma 65 yangın çıkıyor. Son on yılın ortalamasıyla Çanakkale’de çıkan yangın sayısı 720 olduğu gözlenmiş. Bunlar neden yanıyor? Kızılçam mı tutuştu? Hayır, bütün yangınları insan başlatıyor. İnsan ormanın içine ne kadar girerse yangın da o kadar büyüyor. Artık ülke genelinde 70 tane yangın aynı anda çıkmaya başladı. Ormanların içinden elektrik nakil hatları geçmeye başladı çünkü kamulaştırma yok. O nedenle yolları, madenleri orada yapıyoruz. Marmara bölgesinde özellikle Çanakkale’de tarım ve orman alanları iç içe. Bunun için anızdan başlayan yangın orman yangınına dönüşüyor. Özellikle Pandemiden sonra orman köylüsü kalmadı. Artık orman kentlisi gelmeye başladı. Nedir orman kentlisi ? Artık şehirden kaçıp ormanın içinde yaşamayı çok sevenler var. Bunlar da ormanda nasıl davranılması gerektiğini bilmeyenler. 60 kilometre hızla esen bir rüzgar var ama adam bahçesinde kaynak makinası çalıştırıyor. İnsan faktörünün yanı sıra iklim değişikliğiyle beraber sıcak hava dalgaları ve şiddetli rüzgarlar da etkili olmaya başladı. Şiddetli rüzgarda bir yangın başladığı anda helikopter, gece görüş, uçak fayda etmez. O şiddetli rüzgarda yangını söndüremezsiniz. O rüzgarlı havada helikopterin suyu doğru yere dökmesi bir yana, helikopterin kalkması bile zor. Bu nedenle yangınların çıkışını engellemezsek yine yanarız” dedi.
Enerji hatlarından çıkan yangınlar arttı
Yangına neden olan faktörlere de değinen Prof. Dr. Doğanay Tolunay “Yangına neden olan faktörler arasında yer alan terör sıfır yangın. Çünkü neden yandığını anlamadığımız için teröristler yaktı diyoruz. Bir de rüzgarla birlikte yeni yeni yerlerde yangınlar başlar. Orda da teröristler yaptı gibi algılanıyor. Doğru teşhislerle tedavi edilmezsek çözüm de üretemeyiz. Enerji nakil hatlarından çıkan yangınlar arasında %4 oranında. Yanan alanların %1’ini yıldırımlar, %99’unu insanlar yakıyor. Son on yılda enerji nakil hatları %20 alanın yanmasına sebep olmuş. Yangın çıkmasını istemiyorsak o zaman bu elektrik nakil hatlarını, enerji tesislerine bir çözüm bulmamız lazım. Suçu Kızılçamlara atmak çözüm değil. Türkiye'de orman yangınlarıyla kaybettiğimiz alandan çok daha fazlasını ormanlardan verilen izinlerle kaybediyoruz. Türkiye’de ve Çanakkale’de orman arasında çok yapı var ve yangın çıktığı zaman biz ormanları bırakıp binaları kurtarmaya çalışıyoruz. Doğru olan bu olsa da ormanın içine parça parça yapılaşma olursa bunları kurtarmaya çalışırken orman yangınları daha da büyüyor. Bu durumda da uçak, helikopter yok mu demememiz lazım” dedi.