Tarihte Binbir Pınarlı İda olarak bilinen, doğası ve coğrafyasıyla tarih boyunca dikkat çeken bölgelerden biri olan Çanakkale’de sayısız medeniyetler hüküm sürmüştü. Her tarafı tarih kokan Çanakkale’nin mitolojideki yeri ise ayrı bir öneme sahip. Tarih boyunca sayısız olaylara şahitlik eden Kazdağları, tanrıların da yer yüzündeki mekanlardan biri oldu. Mitolojinin izlerini taşıyan Kazdağları eteklerindeki yerlerden biri de Güvercinkaya Mağarası oldu. Çanakkale’nin efsanelerle yoğrulmuş topraklarında yer alan Güvercinkaya Mağarası, hem doğal güzelliği hem de mitolojik hikâyeleriyle ziyaretçilerini geçmişin büyülü atmosferine götürüyor. Halk arasında “Paris’in çocukluğunun geçtiği mağara” olarak bilinen bu eşsiz yer, tarih ve doğanın iç içe geçtiği bir noktada yükseliyor.
Mitolojik kahraman Paris’in izlerini taşıyor
Mitolojiye göre, Truva Kralı Priamos ile karısı Hekabe’nin bir çocukları olacaktır. Kahinler doğacak çocuğun Truva ya felaket getireceğini söyleyerek öldürülmesini isterler. Çocuk doğduktan Kralı Priamos çocuğu öldürmesi için uşağına verdi. Ancak uşağın öldürmeyip Kazdağları’na bıraktığı çocuk, çobanlar tarafından bulundu. Çobanların büyüterek Truva’nın kahramanı yaptığı Paris’in çocukluğun geçtiği mağaranın ise Evciler Köyü Güvercin Kayaları Mevkii’nde bulunan Güvercinkaya Mağarası olduğuna inanılıyor. Mağaranın keşfedilmesinin ardından yapılan kazı çalışmalarında bir çok tarihi bulgulara rastlanırken, mağaranın ismi halk arasında Çoban Parisin Mağarası olarak kaldı. Bu mağara son zamanlarda doğaseverlerin de rotasına girerek büyük ilgi görüyor. Çanakkale’de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alan mağara rotası her yıl yüzlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Sadece tarihi değil doğasıyla cezbediyor
Çanakkale İli, Bayramiç, İlçesi, Evliler Köyü Kooperatifi Alabalık Çiftliğinin besleyen Düden Deresinin ana suyunun doğduğu alanda yer alması dolayısıyla bir çok doğal güzellikleri de barındıran mağara, Karaçam, Kestane, Meşe, Çınar, Gürgen, Ücez, Akçaağaç, Fındık gibi birbirinden güzel ormanlara da ev sahipliği yapıyor. Kazdağları’nın zirvelerinden olan bin 765 metre rakımlı Babadağ Tepenin eteklerinde yer alan mağara, yürüyüş yapan grupların rotasında yer alıyor. Kazdağlarına kar yağması sonucu atların toplanma alanı olması dolayısıyla At çukuru mevkiinde yer alan mağara yılkı atlarını da görme fırsatı tanırken, her mevsim farklı güzellikleriyle mağara adeta doğal güzellik sunuyor.
Yaptığı paylaşımlarla Çanakkale’nin doğal güzellikleri tanıtan Orman Yüksek Mühendisi Mehmet Akkan, Mağaranın tarihçesi hakkında bilgiler vererek “ Çok eski tarihlerden beri insanlarca kullanılarak incelenmiştir. 18. yy'dan günümüze kadar ulaşan birçok eski ve yeni tarih; isim; gemi resimleri ve diğer sembollerden oluşan grafiti vardır. Bunlar arasında en ilginçleri 1809 ve 1846 tarihli Meyer Calvert ailesine ait yazıtlardır. Döneminde Çanakkale İngiliz konsolosu olan bu ailenin bireylerinin mağarayı ziyaret ettiğini belgeleyen yazıtlar; tarihi birer belge niteliği taşımaktadır. Duvarlarda birbirinden farklı birkaç yelkenli ve kalyon çizimi mevcuttur. Döneminde Çanakkale merkezde ki Halk Bahçesi, Valilik, Hastane, Tarım Müdürlüğünün olduğu alan da Cavert Ailesinin çiftliği olarak bilinmektedir” dedi.
Mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir
Orman Yüksek Mühendis Mehmet Akkan, mağaranın tarihçesi ve mitolojik yapısına da değindiği paylaşımında “Mitolojiye göre, Truva Kralı Priamos ile karısı Hekabe’nin bir çocukları olacaktır. Kahinler doğacak çocuğun Truva ya felaket getireceğini söyleyerek öldürülmesini isterler. Çocuk doğduktan sonra öldürmesi için uşaklarına verdiği, ancak uşağın öldürmeyip Kazdağları’na bıraktığı ve çobanların bulup büyüttüğü oğulları Paris’in yaşadığı varsayılan Evciler KöyüGüvercin Kayaları Mevkii’ndeki bu mağarada büyüdüğü söyleniyor. Bu mağara son zamanlarda doğa doğaseverler tarafından büyük ilgi görmektedir. Burası tarihi ve doğası ile adeta bir cennettir. Mutlaka bilinmesi, görülmesi, yaşanması, hissedilmesi gereken muhteşem güzellikte ki yerlerden biridir” ifadelerine yer verdi.
