5 Milyon Yıllık Akdeniz Sakini
Yaklaşık 2–5 milyon yıldır Akdeniz havzasında yaşayan Pinna nobilis, Akdeniz’in en büyük çift kabuklu yumuşakçası olarak biliniyor. 120 santimetreye kadar ulaşabilen kabuk boyu ve 25–30 yıl, nadiren 50 yıla varan ömrü ile dikkat çeken tür, suyu süzerek beslenmesi sayesinde bulunduğu ortamın su kalitesini artırıyor.
Deniz Çayırlarının Sessiz Koruyucusu
Pinna nobilis; Posidonia oceanica, Cymodocea nodosa ve Zostera türü deniz çayırları içerisinde yaşam alanı buluyor ve yaklaşık 60 metre derinliğe kadar yayılım gösterebiliyor. Bu özelliğiyle yalnızca bir canlı değil, aynı zamanda habitatın fiziksel ve biyolojik yapısını şekillendiren önemli bir ekosistem mühendisi olarak kabul ediliyor.

Akdeniz’de Büyük Kayıp, Marmara Son Umut
Doç. Dr. Acarlı, 2016 yılında İspanya kıyılarından başlayarak yayılan paraziter hastalık nedeniyle, Marmara Denizi dışındaki Akdeniz popülasyonlarının büyük ölçüde yok olduğunu belirtti.
“Marmara Denizi, günümüzde Akdeniz’de hayatta kalan son Pinna bireyleri için hayati öneme sahip. Sınırlı ölümler yaşansa da popülasyonlar burada varlığını sürdürüyor” dedi.
Endemik Tür, Sıkı Koruma Altında
Pinna nobilis’in Akdeniz Havzası’na özgü endemik bir tür olduğunu vurgulayan Acarlı, türün Barcelona Sözleşmesi ve AB Habitat Direktifi kapsamında sıkı koruma altında bulunduğunu hatırlattı.
2016 sonrası birçok bölgede ölüm oranlarının yüzde 100’e ulaştığını, bazı alanlarda tek bir bireyin dahi kalmadığını belirten Acarlı, Pinna nobilis’in bugün nesli kritik derecede tehlike altında olan türler arasında yer aldığını söyledi.

Müsilaj Etkisi: Dolaylı Ama Kritik
2020 yılında Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj olayına da değinen Acarlı, müsilajın Pinna’ları doğrudan öldürmediğini ancak yavru bireylerin zemine tutunmasını engelleyerek üreme sürecini olumsuz etkilediğini ifade etti. Buna rağmen Marmara’daki bireylerin bugün sağlıklı ve üreyebilir durumda olduğunu belirtti.
“İnsan Sağlığına Zararı Yok”
Pinna ölümlerine yol açan Haplosporidium pinnae adlı parazitin yalnızca bu türe özgü olduğunu vurgulayan Acarlı, “İnsanlara bulaşması veya zarar vermesi söz konusu değil” dedi. Parazitin, Pinna’nın bağışıklık sistemini zayıflattığını ve özellikle yaz aylarında yüksek sıcaklık ve tuzlulukla birlikte ölümleri artırdığını belirtti.

Amaç: Ekosistemden Çekilmesini Önlemek
ÇOMÜ öncülüğünde yürütülen projede, Pinna’nın ekosistemden tamamen kaybolmasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında doğadan toplanan Pinna spatları, kontrollü koşullarda yetiştiriliyor ve yaklaşık bir yıl sonra doğal yaşam alanlarına bırakılıyor.
Doç. Dr. Acarlı, Marmara Denizi’nde başarıyla yetiştirilen yaklaşık 30 santimetre boya ulaşmış genç Pinna bireylerinin, son aşamada Çanakkale Boğazı deniz tabanına yerleştirildiğini açıkladı.
“Şu ana kadar adaptasyon sürecinde herhangi bir sorun yaşanmadı. En kritik dönem yaz ayları. Bu süreci de sağlıklı şekilde geçirebilirsek, sürdürülebilir yeni Pinna popülasyonlarının temeli atılmış olacak” dedi.





