Efendim; bir aralar bizim mutfakta da hararetle yaşanan, menemen soğanlı mı olur, soğansız mı, tartışması ekonomik gelişmeler ışığında cevabını buldu.
Efendim; bir aralar bizim mutfakta da hararetle yaşanan, menemen soğanlı mı olur, soğansız mı, tartışması ekonomik gelişmeler ışığında cevabını buldu. Hatta geçen hanıma; kıymasız köfte kıymalıdan çok daha lezzetliymiş, Vedat abi anket açarsa benim cevabım belli diyerek manipüle etme çalışmalarına başladım. Şiddetli itirazlara, çiğ köfteye de bol kıyma koyuluyordu bak şimdi esamesi okunmuyor, bir gün herkes vejetaryen olacak tarihin önüne geçemeyiz, şeklinde maaşımı korumaya yönelik açıklamamı yaparken, birisi zorla önüme geçip, kuzu eti güzel ama kokuyor dedi.
Bir Zamanlar Anadolu’da filmindeki muhtar gibi; şöyle kasıla kasıla, bizim buralarda et kuzudur başka et yenmez, demeyi çok istesem de kredi kart limitim konuşma özgürlüğümün de asgarisini belirliyor ve daha fazla kelime sarfiyatımın önünde bir perde gibi duruyordu.
Aslında, tüm edebiyat dünyasının bildiği gibi, büyük eserler olağan üstü dönemlerde meydana getirilmiştir. Edebi meziyetlerimin meyvesini verip kült olacak kitaplarımın raflarda yerini alması için gerekli ekonomik şartlara henüz erişemedim. Millet boşuna yiyecek ekmek bulamayıp ‘Açlık’ diye kitap yazarak Nobel almamıştı ve benim bu ekonomik durumumu daha da kötüleştirmem gerekiyordu.
‘Patron benim önümde boşuna durma akacak nehir yolunu bulur’ diyerek çıktım huzura. Yine ne dediğimi çok merak ederek gözlerini dikince bana, ‘büyük işler bekliyorsan maaşları azaltmalısın edebiyat tarihi bunu söylüyor’ diyerek ters köşe yaptım. Bunu arkadaşlarınla tartışalım istersen diyerek herkesi odaya çağırdı. Konuyu açtıktan sonra, çalmayan telefonuna hemen geliyorum dedi ve odadan ayrıldı.
Sayın okur, son meşum toplantının ardından üç gün geçti, raporum bitti de işe dönüp yazımı tamamlayabiliyorum. Doktor, elini şimdilik çok kullanma ama bana kalırsa ağzını kapalı tutman hepsinden önemli dedi. Dökülen iki dişim gözükmesin diye gösterdiği hassasiyet karşısında ne diyeceğimi bilemedim. Artık işim daha da zor; aynı maaşla daha az maaş alıyor gibi eserler vermeye çalışacağım ki bunu da ancak benim gibi biri yapabilirdi.
