‘Agah yazılarını yapay zekaya mı yazdırıyor?’ Evet sayın okur, bu kulaklar bunları da duydu.

‘Agah yazılarını yapay zekaya mı yazdırıyor?’ Evet sayın okur, bu kulaklar bunları da duydu. Basın camiasının acımasızlığından tabi ki bihaber değildik, yükselmek için birilerinin sırtına basılan sektör yarışması yapılsa ipi göğüsleyecek olanın da medya olacağından şüphem yoktu. Ama marka değerinin artması sonucu uzun vadede herkesin iyiliğine olacak bu sütunun devamlılığı çok elzem değil mi?
Bu matbuat alemine geçen yüzyılda dahil olmak varmış sayın okur. O zaman kari denilen okuyucu gazeteyi eline aldığı zaman bilgi açlığını gidermek için reklamlarına kadar sayfaları hatmedermiş. Şimdi her şeyi senden fazla bilen okurlara neyi anlatacaksın. Eskiden olsa yazacak hiç konu mu bulamadın, karşı sütundaki yazara bir laf çak, o da sana mukabelede bulununca haftalarca yetecek malzeme çıktı demektir.
Ben de gazetede gerilimi arttırıp polemik konuları peydah olsun diye çalışmalara başladım ve altlıklara bilerek iki üç damla çay damlatıp öyle servise çıktım. Çay yudumlamak için bardağı eline alan, pantalonunda, eteğinde lekeyi görünce klavyeye sarılırlar diye düşündüm. Haksız değilmişim ama patron başımda kırılan birkaç klavyenin parasını maaşımdan düşeceğini söyleyince gazetenin çapının beni anlamaya yetmediğini bir kez daha anladım.
Benim acilen sıkletime uygun bir yazar bulup atışmaya başlamam lazımdı ve patrona gidip, yan sütuna ulusal basından birini transfer edelim bu böyle olmayacak,  Ahmet Hakan’a bir sorsak olur ama, yedi başlıkta yerel mi ulusal mı, diye bir yazı döşenir ülke çapında bir gazeteciler tartışmasının fitilini biz ateşlemeyelim, benim kafamda birkaç isim var isterseniz görüşme ayarlayayım, diyerek konuya girdim. Odanın kapısını açıp içeriye, bir daha kimse bunun başına vurmasın dedi. Sağlığımı garantiye aldıktan sonra gerekli hamleleri kendi yapacaktır artık.