20. Yüzyılda İzmirde yaşayan toplumların geleneksel oyun kültürü ile İzmir’e gelen Balkanlardan Türklerin Oyun kültürü karşılaştırmalı incelendiğinde, farklılaşan ortama bağlı olarak, İzmir geleneksel danslarının birey ve toplum açısından, Yunanistan da yaşayan İzmirliler ve İzmir’de yaşayan yerli ve Balkan göçmenlerinin Türk toplumlarına ait örneklemler üzerinden edinilen genellenmiş sınırlı bilgileri ifade etmektedir. (Özbilgin,Prof.Dr.Mehmet Öcal, 20.yüzyılda İzmir geleneksel dansları, 2017 ayvalık bir deniz iki yaka kolkola festivalinde düzenlenen panel notları.)
Bilindiği üzere; Kültürel kimlik, kültürel birlikteliğe sahip toplumların üyeleri tarafından ortak önemsenen değerlerdir. Kolektif davranışlarla benimsenmiş ortak toplumsal değerlerin, öteki toplumlardan farklı olan yönleri  “kültürel kimlik” dir.
Dilsel olmaktan çok sembolik yapılarla zihinde depolanan hatırlatıcı imgeler, betimleyici, fiziki, duygusal, etik fikri verileri içerir.
Kültürel bellek’de bulunan bilgilerin anlamlandırılması, sosyal olarak toplum tarafından düzenlenir. Duyularda şekillenen tat, koku gibi soyut beğenilerin yanı sıra, jest, mimik, dans gibi bedensel devinimlerle somutlaştırılarak görünür biçimini alır. 
Topluluklar, ‘kültürel bellek’lerinin sürekliliğini sağlamak için yeni nesile aktarıma eğilimi gösterir. Sosyal toplumlar için ‘kültürel belleğini yitirmek kimliğini yitirmektir’. Bu nedenle; Türküler ve danslar vb. kültür unsurlarının taşıdığı imgeler yoluyla, diğer nesillere aktarılarak belleklerdeki tazeliğini koruması amaçlanır.
Siyasi veya ekolojik sebeplerle yer-mekân değiştiren toplumların demografik yapısının yanı sıra sosyo-kültürel yaşamlarının da değişikliklere uğradığı bilinmektedir.
Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinden başlayarak Anadolu ve Balkanlarda yeni devletlerin kurulması sürecinde zorunlu pek çok toplumsal göç gerçekleşmiştir.
8500 yıllık tarihi derinliğe dayanan İzmir her zaman çok kültürlü yapıya sahip olmuştur. Büyük siyasi krizlerin yaşandığı Osmanlı imparatorluğunun çöküş dönemi boyunca İzmir’de bulunan Türk ve Yunan nüfusunda sayısal inişler ve çıkışlar yaşanmıştır.
“1620 yılı dolaylarında Osmanlı idaresi pamuk ihracı yasağını kaldırması İzmir’in gelişmesinde önemli rol oynamaya başladı Ege Bölgesine 17. Yüzyılda önemli sayıda göçmen gelmiştir. Selanikten gelen Museviler ve ipek kervanlarıyla İran’dan gelen Ermeniler belirgin örneklerdir. 17. Yüzyıl ortasında İzmir’deki bütün hanların Müslümanlara ait olması ise bu olaya yerel tüccarların da katıldığını göstermektedir.” (Suraiya Faroqhi, Osmanlıda Kentler ve Kentliler; Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Gökhan matbaacılık, İstanbul, 1993, s:358)
Kozmopolit olduğu kadar popülasyon açısından oldukça kalabalık bir şehir olan İzmir, diğer metropollere oranla oldukça büyük nüfusu barındırmaktaydı.
1870 yılı Nüfus sayımı: Atina: 45.000, İzmir: 187.000, 1920 yılı Nüfus sayımı: Atina: 300.000, İzmir: 350.000, 1894’de 229.165 olan toplam şehir nüfusunun 96.250’si Rum, 57.000’i Türk, 7.676’sı Ermeni, 16.450’si Musevi ve geri kalanı da Avrupalı veya diğer etnik guruplardan oluşmaktaydı. 1906’da 275.00 olan nüfus 135.000 Rum, 91.885 Türk, 8.500 ermeni, 25.000 Musevi ve kalanı Avrupalı ve diğer etnik guruplardan oluşan bir bireşim gösteriyordu. 1922’de ise 365.000’i bulan nüfus 165.000 Rum, 80.000 Türk, 40.000 Ermeni, 50.000 Musevi ve 36.000 Avrupalı ve diğer etnik kökenlerden oluşan bir kombinasyonu içermekteydi.” ( Suraiya Faroqhi, Osmanlıda Kentler ve Kentliler; Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Gökhan matbaacılık, İstanbul, 1993, s:358)
İzmir kent ortamında halklar etnik guruplar halinde belli mahallelerde oturmaktaydı. Ancak bu durum diğer kültürlere kapalı bir gettolaşmaya yol açmamıştı. Aksine halklar ekonomik seviyeleriyle orantılı alarak hem ticari alanlarda hemde eğlence alanlarında birlikte faaliyet gösteren bir kültürel etkileşim içerisindeydi. “Şehir yalnızca ticari bir dört yol ağzı değil, aynı zamanda muazzam bir halklar, dinler, kültürler ve dinlenen müzikler potası da oluşturuyordu. P.K. Eneppekidis onu isabetli şekilde  ‘İyonya’nın neşeli kalbi” olarak tanımlar. ” (Aristomenis Kaliviotis; (çev: Yılmaz Oktay); İzmir Rumlarının Müziği 1900-1922, Yapı Kredi yayınları-3772 ofset yayınevi ISBN 978-975-08-2420-3, İstanbul, 2012, s:14)