Bu yazımızda da, Halk oyunlarımıza eşlik eden çalgılardan bir diğer grup olan, vurmalı  çalgıları tanıtacağız.

Bu yazımızda da, Halk oyunlarımıza eşlik eden çalgılardan bir diğer grup olan, vurmalı  çalgıları tanıtacağız.
4.Vurmalı Çalgılar:
A.  Davul: Türklerin binlerce yıldan beri çaldıkları en eski vurmalı sazdır. Hatta insanlığın ilk sazlarından biri de denilebilir. Anavatanı Orta Asya’dır. Davulun, Türklerin halay gibi sıra oyununda coşturuculuğuna dair tarihte en eski yazı Asya’dan Hunlular için yazılmıştır. Çinli bir şair hanım, beyine gelin gelmiş ve memleketine gönderdiği mektupta, Hunluların âdetlerinden manzum şekilde şöyle söz etmiştir. “Davulu her gece durmaz döverler, Ta, güneşler doğana dek dönerler.”  Bu mektup sıra oyunlarının M.Ö.200 yıllarında ateş çevresinde davul eşliğinde oynandığını ve güneşin doğuşunu, batışını, çevredeki doğal olayları öyküleyen halkoyunlarının sabahlara dek dönerek sürdürüldüğünü kanıtlayan bir belgedir. Türklerde millî bir saz olan davul, egemenlik sembolü olarak adı; tuğ, sancak, bayrak, hutbe, sikke gibi mefhumlarla anılır. Pek çok çeşitleri vardır. Dev davullara kös denir. Mehter takımının en önemli vurgulu sazlarından olup, Türklerin kazanmış olduğu seferlerde, büyük payı vardır. Sesinin çok uzaklardan duyulması ve düşman hatlarında top gürültüsü gibi ses vererek düşman askerlerinin cesaretlerini kırması ve Türk savaşçılarının cesaretlerini arttırmasıyla zaferlerimizin kazanılmasında önemli rol oynamıştır. Türklerde davul genellikle zurna ile birlikte çalınır. Davul ve zurna, önemli günlerin çalgısıdır. Davul, zurna çalınıyor ise ya bayramdır ya düğün dernek vardır, ya at yarışları vardır, ya da Kırkpınar’da olduğu gibi yağlı güreşler yapılıyordur. Davul tek olarak çalınır ise mutlaka halka önemli bir duyuruda bulunulacak demektir. Yörük oymakları arasında kullanılan davullar iki türlüdür. Bunlardan biri büyük, diğeri küçüktür. Büyük davullara kaba davul, küçük davullara ise cura davul veya davulbaz adı verilir. Davulbaz şimdi kullanılmamaktadır.  Bir çalgı olmaktan ziyade önemli olaylarda köy ve oba halkını davet için bu âlet çalınırdı. “Davulun dış görünüşü incelendiğinde, ağaçtan bir kasnağı olduğu görülür. Bu kasnak çam, köknar ya da ıhlamur gibi ağaçlardan yapılır. Kasnak yuvarlak bir daire biçiminde olup oyun havalarında kullanılan davul tiplerinde 60 ile 90 cm. arasında büyüyüp küçülmektedir. Kasnağın enleri 50 ile 90 cm. arasında oynamaktadır. Kasnağın iki tarafına deriler gerilir. Bu deri köpek, dana, keçi derisi olduğu gibi, daha değişik derilerin de kullanıldığı bilinmektedir. Yine kasnak üstünde davulu asmak için kullanılan deri bir bağa kaytan bağ adı verilir. Çalınışta iki adet tahtadan oluşmuş aracı vardır. Bunlar tokmak ve değnek adını alırlar. Bu araçlar ardıç ve kızılcık ağacından yapılırlar. Ucu topuzlu ve arka kısmı kalınca düz bir tahtadan oluşmuş olana çomak ya da tokmak; düz olanının adı ise halk arasında değnek ya da zibzibi adını alır. Tokmak ve zibzibinin 40 ile 60 cm. uzunlukları vardır. Tokmak sağ, değnek ise sol elde, davul boyunda asılı olarak bulunur. Sağ ve soldan vurulmak üzere, sağ elle vurulan ve çıkan sese düm, sol el ile ve değnekle çıkarılan sese de tek adı verilir.” Halk oyunlarımızın vazgeçilmez bir sazı olan davul şu kısımlardan oluşur: 1. Kasnak, 2.Deri, 3.Deri çemberi, 4.  Kaytan veya sırım, 5. Askı kayışı, 6.  Tokmak ve değnek.
B Koltuk davulu – Nağara: Davullar, genel olarak tokmak ve değnek yardımı ile çalınmasına rağmen çoğu yörelerimizde yaygın olarak bazı davullar koltuk arasına alınarak parmak uçlarıyla çalınır ve adına koltuk davulu veya nağara denir. Diğer davullara göre çapları daha dar, derinlikleri ise daha fazladır. Yaklaşık olarak çapları 40 cm. ve derinliği 40–50 cm. dir.
C.Def: “Def 5 ile 8 cm. eninde bir kasnaktan oluşan ve üstünün bir tarafı deri kaplı olan, daire çapı 20 ile 60 cm. arasında değişen, kasnak üzerinde delikleri bulunan, zilli ya da zilsiz kullanılan bir çalgı türüdür. Bu türe Anadolu’da Acem ya da Acam derler. Bunlar daha çok fasılda, türkü yakıcı kadınların ellerinde, çengilerde kullanılan teflerdir. Fasılda kullanıldığında Hanende Tefi adını alır. Bunlar kasnak üstleri süslü, altın ve gümüş olanları geçmişte görülmüştür. Def, sol el ile vücuda paralel olarak dik bir şekilde tutulur, sağ el ile kuvvetli ve bağımsız, defi tutan sol el ile zayıf vuruşlar yapılır. Kasnak yapımında ıhlamur, çam, köknar ağacı tercih edilir. Derisi gövlez adı verilen köpek yavrusunun derisidir. Ya da süt danası derisi tercih edilir. Def, halkoyunlarında az kullanılır. Kadınlar hem çalar, hem oynar, hem de türküleri def ile yakarlar. Kadın oyunlarının, çengi ve köçek oyunlarının eksilmez bir çalgısıdır. Azerbaycan’da defin adı kabaldır. Kars oyunlarına, nanaylarda, leylimlerde ve çengi oyunlarında yaygınlığı bugün bile sürdürülmektedir.”