Teknoloji ile bütünleşmiş Halk Biliminin yeryüzündeki yaşamda giderek ağırlığını hissettirdiği bir çağda yaşıyoruz.

Teknoloji ile bütünleşmiş Halk Biliminin yeryüzündeki yaşamda giderek ağırlığını hissettirdiği bir çağda yaşıyoruz. Çağdaş yaşamı ve yaratılan Halk Kültürü değerlerini ve onu bir çok yönden etkileyen teknolojiyi ve Halk Bilimini anlamadan geçemeyiz.Teknoloji ve Halk Bilimi odağında gelişen insan yaşamı ve bu yaşamın ortaya çıkardığı değerler, yine de sorunlarından, sıkıntılarından arınmış değildir. Halk Bilimi ve teknolojinin nimetlerinden yararlanamayan ülkelerin insanı bir anlam bunalımına düşmüş durumdadır. Yaşamın anlamını, neden yaşadığını sorguluyor ve maddi - manevi açıdan kendini yoksul hissediyor.
Oysa, belki de tarihin hiçbir dönemin de Halk Bilimiyle teknoloji bu denli iç içe, bu denli işbirliği içinde olmamıştır. Bilgisayarlar, geliştirilmiş teknolojik gereçler, deney aygıtları olmaksızın, ‘salt kağıt kalemle ya da düşüncelerimize dayalı bilimsel araştırmalar yapmak, neredeyse imkansız hale gelmiş bulunuyor.Halk Kültürü tarihine baktığımızda, üretilen hareketlerin, giyilen giysilerin, aksesuarların ve kullanılan araç gerecin, Halk Biliminin yardımı olmaksızın, sınama yanılmalarla, usta çırak ilişkileriyle kotarıldığını görüyoruz. Halkbilimin, geliştirdiği kuramların uygulama tarihi eski değildir. Sanayi devrimiyle birlikte, giderek kültürel araştırmaların gelişmesiyle tarih sahnesine “Halk Bilimi Araştırmacısı” denen bir insan “tipi” çıkmıştır. “Araştırma yapan”, toplayan, çözen, çözümleyen, yorumlayan, denetleyen, tasarlayan, planlayan, verimli bir çalışma yapan bu elemanlar Halk Kültürünün insan yaşamındaki öneminin, ne kadar büyük  olduğunun işaretini vermektedir. Yirminci yüzyılın, işinden çıktıktan sonra evinin yolunu bulamayan, dalgın, dünya işlerinin uzağındaki insanın, yaşadığı coğrafyadaki kültürel malzemeleri toplamak, tasnif etmek ve çözümlemek gibi sorunlarla uğraşan   Araştırmacıdan farklıdır. Yine de yakın tarihimizden bu yana ortaya çıkan buluşlar, insanda, sanat, bilim ve teknik ile Halk Kültürünü bir araya getirmiş, bütünleştirmiştir. Birçok derlemecinin kuramsal anlamda bilgisi eksik olmasına karşın, teknik becerileri, sezgileri çok gelişmiştir. kuramdan habersiz, çeşitli bilgilerden yoksun nice derlemeci aramızda yaşıyor. Buna karşın Halk Bilimi alanında derin bilgisi olan başarılı insanları ve araştırmacıları görüyoruz. Bunlar Halk Biliminde ve Halk Oyunları alanında yeni araştırmalar yapıyor, kuramlar ortaya atıyor ve yeni teoriler geliştiriyor.
Halk Kültürü ve Halk Oyunlarında,  uygulama alanından başlayarak, kuramsal alana doğru gittiğimizde karşımıza çeşitli statülerde  insanlar çıkmaktadır.
1. Halk Oyuncu; kuramsal bilgisi olmadan üretim, onarım yapabilen bir insandır “Teknik beceri” diyebileceğimiz, gelişmiş sezgilerle bütünleşen, yetenek gerektiren zhalk oyunculuk, Halk Kültürü tarihinde önemli bir yer tutar. Anlama, yorumlama, açıklama, uygulama, kısaca, Halk Biliminden ayrı bir yol izler. Orneğin, Anadolu toplumunda  Halk Oyuncu, ustalara göre toplumsal konumu oldukça düşüktür. Yaşamda, ondan çözümler bulması istenebilirdi. Ama saygın bilge kişi ustalardır. Halk Oyuncu becerisini, teknik bilgisel donanımını usta-çırak ilişkisiyle edinir. Çoğu kez, sözcüklere, kavramlara dökülmeyen, açık açık dile getirilmeyen örtük bilgi  ile çalışır. Belki bu nedenle Halk Oyunculuk bilgisi bazı Halk Bilimi adamlarınca teorik ve pratik” olarak ikiye ayrılmıştır.
2. Derlemeci; Halk Kültürü alanında zenaatkardan bir adım daha kuramsal bilgiye yakın olup, beceri bilgisini bir ölçüde, kuramsal bilgiyle birleştirebilmiştir
3. Araştırmacı; beceri ve kuramsal bilgi alanlarının örtüştüğü yerdedir. Beceri bilgisi ve kuramda olma yanı, uygulamayı çözmeyi sağlar. Kuramsal bilgisini beceri bilgisiyle sağlamlaştırır. Iyi bir Araştırmacı beceri ve kuramsal alanda da donanımlı olması gerekir. Araştırmacılık beceri ve kuramsal bilginin sentezidir. ikisinin toplamından ibaret değildir. Onların toplamından fazla, kendine özgü bir bilgidir. Sorunları çözüm olanaklarıyla görebilen, hangi bilgiyi nerede nasıl kullanacağını bilen; amacına varmak için en uygun olanakları, en akılcı, en ekonomik (ahlaka uygun), en verimli biçimde kullanabilen insandır “Araştırmacı mantığıyla düşünmek”, “Araştırmacı mantığıyla bakmak”, “Araştırmacı gibi anlamak” deyimleri Araştırmacıya özgü bir bilgi ve beceri alanının işaretlerini veren sözlerdir. Elbette, Halk Biliminin çeşitli dallarında çalışan, dolayısıyla sorunları, çözümleri farklı olan araştırmacıları “Araştırmacı” kavramı altında toplarken, nasıl zorlanıyorsak, Halk Oyunlarının çeşitli dallannda uğraş veren insanları da bir başlık altında toplamaya çalışırken benzer sorunlar yaşıyoruz. Çağımız insanı, araştırmacı deyince, genellikle mühendislik ve tıp alanında çalışanları anlıyor. Tıp alanında yapılan araştırmaları “bilimsel” araştırma olarak görüyor. Bilgisayarlar, uzay araştırmaları onun bilim anlayışını belirliyor. Belki bu da Halk Bilimin bilimsel teknolojiye  dönüşümün bir göstergesidir
İnsanın Halk Bilimi açısından ve varlık yapısından kaynaklanan tarihsel ayrımlar olmasına karşın, çağımızda Halk Bilimi ve teknoloji, insan düşüncesini, algılama kalıplarını, sahip olduğu değerleri, duygularını, yaşam biçimini derin biçimde etkiliyor. Halk Bilimi insanı anlamaya yönelik, başarıları olan, kendi kendini yenileyip, değiştirerek geliştirirken, teknoloji ise insan yaşamındaki sorunları çözmeye yönelik etkinliği, insanın yaşadığı sıkıntıları çözmekte yetersiz kalıyor? Çağımızda insanın ulaştığı bilimsel aşamada, bu yetersizliğinin ardında ne vardır? Halk Bilimi ve teknolojinin kendi arasında ve yaşamla olan temel ilişkilerinde anlaşılması gereken insan varlığına ilişkin sorunlar nelerdir? Halk Bilimi ve teknolojiyi anlayabilmek, insanın yer yüzündeki yaşamında olan etkisini aydınlatabilmek için sormamız gereken sorular nedir? Insanın Halk Bilimi ve teknoloji ile zoru nedir? Bu iki etkinliğin insan  için anlamı nedir?