Cemal Süreya'yı bayadır dillendirmiyoruz.

Cemal Süreya'yı bayadır dillendirmiyoruz. Aşkın şairinden biraz uzak mı kaldık ne? Geçtiğimiz akşamlarda aklıma geldi o çok meşhur dizesi;
"Önce öp, sonra doğur beni..."
Şiirin geri kalanını bir türlü hatırlayamadım. Size de oluyordur ara sıra... Bir cümlesi aklında kalıyordur. Tabi ki hemen açtım okudum. Ne çok özlemişim Cemal Süreya'nın bugün onun şiirini bir sunayım sizlere, yarın da bir hatıra ile karşınızda olacağım.

Şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.

Ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.

Taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.

Sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.

Ve kuşlara doğru
fildişi: rüzgarın tavrı.
Dağ: güneş iskeleti.

Tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.

Kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
- uykusuzluğun sütlü inciri -
kovanlara sızmıyor.

Annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.