Yaz sıcakları bu hafta hepimizi kavurdu…
Yaz sıcakları bu hafta hepimizi kavurdu…
Artık ‘yaz’ diyebildiğimiz günlere geldik. Haziran ayı yavaş yavaş sona ererken Temmuz bizi daha fazla sıcakları ile bekliyor olacak. Bu havalarda her zaman dikkat edilmesi gerektiğini tüm doktorlar bas bas bağırsa da nedense sanki bizim başımıza ‘asla’ gelmeyecekmiş gibi davranmaya devam ediyoruz.
Yahu takalım şu şapkaları şu gözlükleri…
Sürelim şu güneş kremlerini!
Atmosferin eskisi gibi koruyuculuğunun kalmadığına dair açıklama yapan bilim adamları, atmosferin eskisi gibi güneşten gelen zararlı ışınları ayrıştıramadığını belirtiyor. Yani dünyanız ‘doğdunuz gündeki’ dünya değil. Bu yüzden buna karşı önlem almalıyız.
Ha zaten bu iş sadece kendimizi korumakla da kalmıyor ki…
Dünyamızı korumamız, atmosferimizi korumamız lazım.
Bu yüzden sera gazı salınımını etkileyecek her tülü eşyadan uzak durmamız gerekir. Sera gazı salınımı ile ilgili birkaç bilgi verip, sizi düşünmeniz için baş başa bırakıyorum…
Dünya, üzerine düşen güneş ışınlarından çok, dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır. Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit, metan ve su buharı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulur, böylece dünya ısınır. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına sera etkisi denir. Atmosferde bu gazların miktarının artması Yerküre’de ısınmayı büyük oranda artırır.
Günümüzdeki tehlike, karbondioksit ve diğer sera gazlarının miktarındaki artışın bu doğal sera etkisini şiddetlendirmesinde yatmaktadır. Binlerce yıldır dünyamızdaki karbon kaynakları kararlı kalırken, şimdi modern insanoğlu aktiviteleri, fosil yakıtların kullanımı, ormanların yok oluşu, aşırı tarım yapılması, atmosfere büyük miktarlarda karbondioksit ve diğer sera gazlarının salınmasına sebep olmaktadır.
Herkese iyi haftalar dilerim…