Okul önlerinde, kent merkezlerinde, işyerlerinde ve veli toplantılarında imza toplamaya devam ettiklerini ifade eden Ekmek ve Gül Derneği’nden Meltem Gürses, “Bu konuda muhalefet partileri tarafından mecliste verilen önergeler iktidar partileri tarafından reddedilirken, kanun teklifleri halen görüşülmeyi bekliyor. Önergelere ret oyu kullanan milletvekillerine bakınca, tokun açın halinden anlamadığını bir kez daha gördük. Derinleşen ekonomik krizle birlikte bir ailenin eğitim, sağlık, barınma, ısınma, ulaşım gibi giderlere harcama tutarı 24 bin 221 liraya ulaştı. Açlık sınırı 7 bin liraya vardı. Asgari ücret ise 5 bin 500 lira. Türkiye bir asgari ücretliler toplumu ve bu rakamlar ülkede genel yoksulluk oranlarının da arttığını gösteriyor. Bu durumdan en çok etkilenen ise çocuklar oluyor” dedi.
Gürses, açıklamasının devamında şu ifadeleri kaydetti: “Özellikle okul çağındaki çocukların beslenme çantaları boş, kantinler sağlıksız ve pahalı olduğu için yetersiz beslenme sorunu giderek büyümekte. İyi bir eğitim verebilmek için mutlaka çocukların gerekli vitaminler mineraller ve diğer ihtiyaçlar açısından yeterince iyi beslenmiş olması gerekir. Bu nedenle okul yemeği uygulaması eğitimin bütün aşamalarında ayrımsız kamusal bir hizmet olarak verilmelidir. Bunun için yeterli kaynağın olduğunu biliyoruz. Yeter ki bütçeden pay ayrılarak kaynaklar çocuklardan yana kullanılsın.
DÜNYADAN ÖRNEKLER VERDİ
Dünyada çeşitli ülkelerde okul yemeği uygulaması uzun yıllardır devam ediyor. Türkiye ile aynı gelişmişlik düzeyinde sayılan Brezilya’da okul öncesinden başlayarak, orta öğretime kadar hak temelli yaklaşımla 42 milyon öğrencinin faydalandığı bir program uygulanıyor. Şili’de de 60 yıldan fazla bir süredir devam eden okul yemeği uygulaması var. Hindistan’da 79,7 milyonu ilkokul, 33,9 milyonu ortaokul öğrencisi olmak üzere toplam 113,6 milyon çocuğa yemek veriliyor. Bunlar ekonomik göstergeler açısından Türkiye ile aynı kategoride ülkeler. Finlandiya, İsveç gibi ekonomik ve gelişmişlik göstergeleri daha üst düzeyde olan ülkelerde de okul yemeği uygulamasını görüyoruz, buralarda devlet okullarında çocuklara verilen yiyeceklerin tamamı kamu bütçesinden karşılanıyor. ABD ve İrlanda’da devlet sıcak yemek programlarını karşılıyor. İngiltere, İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda, İtalya, Fransa, İspanya, Hong Kong ve Japonya’da ise kısmen kamu tarafından sağlanıyor. Bu örneklerden de anlaşıldığı gibi okul yemeği uygulaması imkânsız değil istenildiği takdirde hemen yapılabilecek bir uygulama. Okullar sadece çocukların derse girip çıktığı yerler değil, çocukların takibinin yapıldığı, çocuk koruma siteminin bütünlüklü olarak işletilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Çocuk yoksulluğu ile mücadelede en önemli adım olan çocuklara okullarda bir öğün doyurucu, sağlıklı ve ücretsiz yemek verilmesi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, Milli Eğitim Bakanlığına, Sağlık Bakanlığına, yerel yönetimlere sorumluluklarını hatırlatıyoruz.
ÇOCUKLARIN SAĞLIKLI BESLENMESİNİN ÖNEMİNİ ANLATTI
Okulda verilen yemek ile çocuğun toplam sıcak yemek tüketiminin yüzde 16’sı karşılanabilir. Okul devamsızlığı ve okul terkinin azalmasını sağlar. Beslenme bozukluklarının engellenmesinde ve sağlıklı yemek yeme alışkanlıklarının küçük yaştan oluşturulmasında rol oynayarak uzun vadede ortaya çıkacak kronik hastalıklar engellenir. Uzun vadede cinsiyet ayrımcılığının azalmasına katkı sağlar. Ekonomik krizlerin yarattığı olumsuz koşullarda, çocukları okulda tutan bir sosyal destek önlemi olarak işlev görüyor. Sağlıklı beslenmenin önemi nedeniyle öğrencilerin eğitimden yararlanma potansiyelini artırır, okul başarısını artırır, okullaşma oranında da artışa katkı sunar. Çocuğun kısa ve uzun vadede yaşam kalitesini çok yönlü olarak artırır; vitamin ve mineral eksikliğine bağlı sağlık sorunlarını azaltır. Çocuğun sağlığını ve fiziksel gelişimini olumlu etkiler, bağışıklık sistemin güçlendirir, enfeksiyonlara karşı direncini artırır, yemek yeme alışkanlıklarını iyileştirir, beslenme bilgisini artırır.
BİR KEZ DAHA SESLENİYORUZ
Bir kez daha seslenmek istiyoruz; ekonomik kriz giderek derinleşirken Türkiye Büyük Millet Meclisinin önünde, çocukların okullarda bir öğün sağlıklı, ücretsiz yemek hakkının sağlanmasından daha acil bir görev yok. Verilen kanun teklifleri bir an evvel gündeme alınarak çocukların beslenme hakkının güvence altına alınmasını istiyoruz.”
Sevi Gözay UĞURLU
Editör: Boğaz Gazetesi