Güçlü durmak ne zor oluyor bazen…

Güçlü durmak ne zor oluyor bazen… Özellikle ateş düştüğü yeri yakınca…
Bazen biraz daha, ha gayret diyoruz kendimize. İttiriyoruz aslında kendimizi, ‘pes etme’ diyoruz, başaracağız. Güzel günler yakın, göreceğiz o ışıklı günleri…
Kötü haberlere uyanmayacağız, canımız yanmayacak, anaların yürekleri dağlanmayacak…

Güçlü durmak zor evet çok zor… Öyle anlar yaşıyoruz ki, boncuk boncuk terliyoruz duyduklarımızın karşısında. Avuçlarımız açılıyor gökyüzüne, dua ediyoruz. Yapabileceğimiz başka hiçbir şey kalmıyor, gelmiyor. Gelse ne yazar, kime ne kadar yetecek, onu da bilmiyoruz. Tek isteğimiz var, güneşi görebilmek, yarına sağ çıkabilmek…

Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
Sıçradık;
şimşekli rüzgâra bindik!.
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!
Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!
Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
gözyaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
İşte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!