Çinileri pek severim...

Çinileri pek severim... Türk çini sanatının tarihi ilk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılara kadar dayanmaktadır. Bu da çini sanatının bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.
Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları çiniyi mimari süslemelerde sıkça kullanmış, Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılmasından sonra, çini sanatında Osmanlı Devleti'nin kuruluşuyla yeni bir dönem başlamıştır.
İşte bu güzel sanatı, şiir sanatını süslemek için kullanan ve böyle sanat içinde sanat icra eden Ahmet Kutsi Tecer'in şiirini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Güzelleme

Dün yine bir çini şehrini gezdim,
Bu geziş bir günden bile kısadır.
Her çini önünde bir ömür sezdim,
Bu seziş gönlümde bitmez tasadır.
Bir garip hulyaya nazım düşeli,
Gezdim yarı gamlı yarı neşeli,
Yerler gökler bütün çini döşeli,
Bu biraz Kütahya, biraz Bursa’dır.
Bir çağ güneşinde açılmış güller.
Bir zaman yelinde serviler inler,
Çiniden çiniye taşan sümbüller,
Asırdan asıra solmaz busedir.
Aşk doğar, bir çini gibi, nakışla,
Bir fırın içinde kalbi yakışla,
Çiniler, sevgilim, içten bakışla,
Aşkın destanından birer “kıssa” dır.
Okur gönlüm, okur aşkı ezberden,
Okuyup öğrenmiş, bilir mi nerden?
Diz çöküp önünde, kaldırdım yerden
Sevgilim, bu gönlüm çini kâsedir.

Ahmet Kutsi Tecer