Akkan, “Kaya Yosunu (Bryophyta)” başlığıyla yaptığı paylaşımda, binlerce yılda oluşan yosun dokularının doğanın en saf güzelliklerinden biri olduğunu vurguladı.
Akkan, Kazdağları’nı “Tarihte Binbir Pınarlı İda” olarak tanımlayarak, doğanın eşsiz renklerinden “yosun yeşilini” şu sözlerle anlattı:
“Yüzlerce, binlerce yılda oluşmuş muhteşem güzellikte ve renkte kaya yosunları… Görseli, kokusu, dokununca verdiği kadifeden daha güzel his... ‘Cennette olmalıyım’ diyorum. Dünya cennetim Kazdağlarım, Çanakkalem.”
Kaya Yosunu: Doğanın Kadim Bitkisi
Bilimsel olarak Bryophyta grubunda yer alan kaya yosunları, iletim sistemleri olmayan, çok hücreli ve fotosentetik bitkilerdir. Kök yerine “rizoid” adı verilen köksü yapılara sahip olan bu bitkiler, nemli yüzeylerde, ağaç kabuklarında veya kayalarda yoğun bir şekilde öbekler oluşturur.
Kaya yosunları; su tutma kapasitesi yüksek, besleyici ve havadar yapısıyla hem iç hem dış mekân bitkileri için doğal bir yetiştirme malzemesi olarak öne çıkar. Bu özellikleri sayesinde peyzaj düzenlemelerinde, akvaryum ve teraryum tasarımlarında, bonsai ağaçları ve çiçek aranjmanlarında sıkça tercih edilir.
Akvaryum ortamında ise yosunlar, balıkların yaşam alanlarını doğal biçimde süsleyerek hem su kalitesini iyileştirir hem de ekosisteme denge kazandırır.
Tıptan Sanayiye Kadar Geniş Kullanım Alanı
Kaya yosunları yalnızca estetik değil, tedavi edici özellikleriyle de biliniyor. Tarih boyunca karayosunlarından elde edilen özlerin kesik, yara ve yanık tedavisinde kullanıldığı, merhem ve lapa karışımlarına eklendiği biliniyor.
Ayrıca, yosunların yakılmasıyla elde edilen küllerin bal ve yağla karıştırılarak ağrı giderici merhemler yapımında kullanıldığı da eski kaynaklarda yer alıyor.
Uzak Doğu’da, özellikle Çin ve Japonya gibi ülkelerde yosunlar, besin maddesi olarak da tüketiliyor. İçerdiği klorofil ve mineraller sayesinde hücre yenilenmesini destekleyen bu bitkiler, doğanın en eski şifa kaynakları arasında gösteriliyor.
Kazdağları’nın Saklı Hazine Noktaları Koruma Altında
Akkan, Kazdağları ekosisteminin korunması gerektiğini vurgulayarak, bu değerli doğal alanların yerlerini gizli tuttuğunu belirtti.
Orman alanlarından ticari amaçla ürün toplamak isteyenlerin, mutlaka Orman İdaresi’nden izin alması gerektiğini hatırlatan Akkan, sürdürülebilir ormancılık ilkelerinin önemine dikkat çekti:
“Kazdağları hayat verir, yaşatır ve herkese iyi gelir.”
Orman İdaresi, ekosistemin zarar görmemesi adına yalnızca planlı ve denetimli izinler çerçevesinde ürün toplama faaliyetlerine onay veriyor. Böylece, bölgedeki biyolojik çeşitliliğin gelecek kuşaklara aktarılması hedefleniyor.
Yeşilin Huzur Veren Gücü
Yeşil rengin insan psikolojisinde özel bir yeri olduğuna değinen Akkan, doğanın bu rengine duyulan yakınlığın insan ruhuna huzur ve güven verdiğini belirtti. Yeşil tonlarının canlanma, yenilenme ve umut sembolü olduğunu ifade eden Akkan’ın paylaşımları, doğa tutkunları tarafından büyük beğeni topladı.
Kazdağları’nın gizemli dokularında saklı bu kadim canlılar, Çanakkale’nin doğa mirasının bir parçası olarak hem bilimsel hem kültürel açıdan değer taşımaya devam ediyor.
