Mustafa Kemal Atatürk, Türk Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı 15 - 20 Ekim 1927 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kongresinde otuz altı buçuk saat süren tarihi konuşmasını gerçekleştirdi.

Mustafa Kemal Atatürk, Türk Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı 15 - 20 Ekim 1927 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kongresinde otuz altı buçuk saat süren tarihi konuşmasını gerçekleştirdi.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, tarihi Nutuk’unu işte bu II. TBMM binasının Meclis Toplantı Salonu’nda verecekti. Tarihler 15 Ekim 1927 Cumartesi gününü gösteriyordu. Yaklaşık bir buçuk ay önce, 2 Eylül 1927’de genel seçimler yapılmıştı. TBMM 1 Kasım’da açılacaktı. Mustafa Kemal, Nutuk’u okumaya başlamadan önce CHP Genel Başkanı (Cumhuriyet Halk Fırkası Reisi Umumisi) olarak 2. Kurultay’ın açılış konuşmasını yaptı.
Afet İnan’ın aktardığına göre konuşmasında “Gelecek için yapılacak işlerin yurt yararına kararlara bağlanırken Cumhuriyet ve halkçılık yönetiminde millete mutluluklar ve yeni şerefler kazandıracağına emin olarak” diye başladıktan sonra şöyle demiştir:
“Geleceğe yönelen tedbirler hakkında fikirlerimizi söylemeden önce, geçmişe ait olan olaylar hakkında bilgi vermek ve yıllardan beri süregelen davranış ve yönetimimizin milletimize hesabını vermek ödevim olduğuna inanıyorum.” 3
Atatürk Nutuk’u okumaya başlamadan önce Kongreyi açmak ve açılış konuşmasını yapmak üzere sürekli alkışlar arasında Başkanlık Makamı’na geldi, şu konuşmayı yaptı:
“Efendiler, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın büyük kongresini açıyorum. Fırkamız (Partimiz) geçen ıstırap seneleri içinde milletimizin hayatı ve şerefi için gösterdiği yüksek azim ve iradenin mümessili (temsilcisi) olarak bundan dokuz sene evvel meydana çıkmıştı. Bütün Anadolu ve Rumeli’ye şamil olmak (kapsamak) üzere ilk umumi (genel) kongremiz Sivas’ta akdedilmişti (yapılmıştı/ toplanmıştı).
Sivas umumi (genel) kongresine takaddüm eden (öncesinde) şarkta ve garpta (doğuda ve batıda) mıntıkavî (yerel) kongreler de akdedilmişti (yapılmıştı). Bunlardan benim iştirak ve riyaset (katıldığım ve başkanlık) ettiğim Erzurum Kongresi’dir. Erzurum Kongresi, tespit ettiği esaslar itibariyle şayan-ı kayıt ve tezkârdır (belirtmeğe ve hatırlanmaya layıktır). Sivas Umumi Kongresi’nde müzakere mevzuu (konusu) olan aynı esaslar olmuştur. Bu esaslar tavzihan (açık olarak) ve bütün memlekete teşmilen (genişletilerek/kapsayacak şekilde) kabul olunmuştur.
Gerçi o zaman kullandığımız unvan ile bugünkü unvan arasında fark vardır. Fakat teşkilat esas itibariyle mahfuz kalmıştır (korunmuştur). Ve bugün siyasi fırka (parti) halinde tecelli eden mevcudiyetine (ortaya çıkan varlığına) mebde (başlangıç) teşkil etmiştir. Bilhassa memleket ve millete ait umumi gaye (genel amaç) –ki salâmet (güvenlik içinde olmak),refah-ı umumiyeyi teminden ibarettir (tüm ülkenin her türlü güvenliği ve- mahiyet-i asliyesi (asli mahiyeti) değişmeksizin takip olunmuştur (izlenmiştir). Binaenaleyh (dolayısıyla) diyebiliriz ki, bugün küşadıyle müftehir olduğumuz (açılışı ile övündüğümüz) Büyük Kongremiz, Sivas Kongresi’nden sonra teşkilatımızın İkinci Büyük Kongresi oluyor.
Efendiler, Sivas Kongresi’nde nasıl ki bütün milletin emellerini ve hissiyatını (duygularını) temsil etmek mevkiinde (durumunda) bulunduysak, bugün de Cumhuriyet Halk Fırkası’nın büyük kongresi ile bütün milletin hakiki hissiyat (gerçek duygularına) ve eğilimlerine tercüman olmak vazife ve mevkiinde (görev ve durumunda) bulunuyoruz. (Sürekli alkışlar).
Hakikaten halkın bütün tabakaları mefkûrelerini (ülkülerini) temin edecek etkenleri ve unsurları fırkamızın icraat ve faaliyetlerinden alıyorlar ve buluyorlar. Bu hakikatin en son ve bariz(belirgin) delili, son genel seçimlerde aziz ve necip (soylu) milletimizin fırkamıza gösterdiği destek itimattır. Bunu şükran ve iftiharla yad ederim.
Efendiler, fırkamızın gelecekteki harekât ve icrasıyla(uygulamalarıyla) alakalı tedbirleri(önlemleri) burada hep berber müzakere edeceğiz. Gelecek için en isabetli ve memleketin ihtiyaçlarına (gereksinimlerine) en uygun kararlara ulaşmaya çalışacağız. Gelecek senelerdeki icraatımızın Cumhuriyet ve Halkçılık idaresi altında memlekete yeni saadetler, yeni şerefler kazandıracağına itimadım (güvenim) vardır.
Efendiler, İstikbale (geleceğe) ait tedabir (tedbirler,önlemler) hakkında müdavele-yi efkâra (fikir alışverişine) başlamadan evvel maziye (geçmişe) ait vekayi ve hadisat (gelişmeler ve olaylar) hakkında maruzatta bulunmak (bilgi vermek) ve senelerden beri devam eden ef’al ve icraatımızın (davranış ve yönetimimizin) milletimize hesabını vermek vazifem olduğu kanaatindeyim. Hadisat (olaylar) ile dolu olan dokuz senelik bir devrenin tarihine temas edecek maruzat (bilgilendirme) ve beyanatım (açıklamalarım) uzun sürecektir. Fakat, mesele ifası (yapılması) zaruri bir vazife olduğuna göre, beni mazur göreceğinizi ümit ederim. (Estağfurullah sesleri, alkışlar). Maruzatta bulunmadan evvel, müzakere gündemimizin acil bir noktası vardır. Müzakere gündeminin birinci maddesinde bir ikinci reis seçimi meselesi söz konusudur.
Efendiler, elimizde bir nizamname projesi vardır, bu henüz fırkamızın genel kongresinin tasdik ve tasvibinden (onay ve kabulünden) geçmemiş değildir. Dolayısıyla bu nizamname yapıldıktan sonra vakaları (olayları) ve muameleleri (işlemleri) ihtiva eden vaziyetler vardır ki, bunun bazı maddeleri ile bağdaşmamaktadır. Mesela umumi reis (genel başkan) vaziyeti gereği vazifesini fiilen yerine getirememekte ve reis vekili olarak malumu âliniz İsmet Paşa Hazretleri fiili vazifeyi yerine getirmektedirler. Dolayısıyla zaten reis vekili mevcut iken tekrar bir reis seçimi bendenizce söz konusu değildir. (Doğru sesleri). Bununla beraber, bu hususu da yüksek oyunuza koymak istiyorum. Reis Vekili mevcut iken, burada –ki nizamname dediğimiz projedeki- vazifeyi kendileri yerine getirebilirler. Eğer bu hususu kabul buyurursanız, Paşa Hazretleri ikinci reis vazifesini yerine getirirler. (Uygun sesleri). Bu hususu yüksek oyunuza arz ediyorum. Kabul buyuranlar el kaldırsın! Oy birliğiyle kabul olunmuştur.
Şimdi efendim, diğer bazı noktalar vardır.
Evvela bunların yapılması için riyaset mevkiini (başkanlık makamını) İsmet Paşa Hazretleri’ne terk edeceğim, ondan sonra müsaadenizle beyanatta bulunacağım. (Şiddetli alkışlar). (…)
(Gazi Hazretleri alkışlar arasında büyük nutuklarını irat (söylemek) buyurmak üzere hitabet kürsüsünü teşrif buyurdular).”
Görüldüğü gibi, Atatürk, olaylarla dolu 9 yıllık bir dönemin tarihine değineceği için sözlerinin uzun süreceğini açıklamış, öncelikle gündemdeki kimi maddelerin karara bağlanmasını istemiş, böylece tüzük ve programla ilgili konular görüşülüp, gerekli kararlar alındıktan sonra kürsüye gelerek herkesin meraklı bakışları arasında Nutuk’u okumaya başlamıştır.
Atatürk, uykusuz ve yorucu geçen günler boyunca büyük emekler vererek hazırladığı Büyük Nutuk’u, bu kongrede, 15 Ekim 1927 Cumartesi günü saat 10.00’dan başlayarak 20 Ekim Perşembe gününe kadar 6 gün boyunca; her gün 6 saat, toplam 36 saat 31 dakika aralıksız okumuştur. Atatürk, II. TBMM’nin toplantı salonunun kürsüsünden öğleden önce ve öğleden sonra iki ayrı oturumda olmak üzere her gün 6’şar saat (3+3) konuşmuştur. Son gün epeyce uzun sürmüş nihayet “Gençliğe Hitabe”yi söyleyip kürsüden indiğinde saatler 20.25’i bulmuştur.
Bu nedenle yabancılar bu uzun konuşmaya “Six day Speech” (Altı Günlük Konuşma) ya da “Maraton Konuşma” adını vermişlerdir. Toplamı 36 saat 31 dakika süren bu şaşırtıcı konuşmadan bir Batılı yazar (A. Rustow), “Hayret Verici Hitabet Maratonu” diye söz etmiştir. Bir Amerikan Dergisi (Literary Diegest) de ondan “Türk Cumhurbaşkanı’nın 400.000 kelimelik mesajı” diye söz etmiştir.5
Nutuk’un tamamı altı gün içinde aşağıdaki gibi 36 saat 31 dakikada okunmuştur.