Zeybek dansları;. “Zeybeklik Kurumu” İçindeki Zeybek Dansları,  “Zeybeklik Kurumu” Dışındaki Zeybek Dansları olarak iki ana başlık altında gravür, resim ve fotoğraflardan yararlanarak...

Zeybek dansları;. “Zeybeklik Kurumu” İçindeki Zeybek Dansları,  “Zeybeklik Kurumu” Dışındaki Zeybek Dansları olarak iki ana başlık altında gravür, resim ve fotoğraflardan yararlanarak, ikonografi yoluyla analiz edilebilir.
 
 Zeybeklik Kurumu İçindeki Zeybek Dansları : “Dans özgürdür. İsteğe bağlı olarak yapılır, kendine özgü mekan ve süreyle sınırlıdır. Bir başlangıcı ve sonu olduğu gibi mutlak bir amaca yöneliktir. Tekrar edilir olması gelenekselliği oluşturur ve kuralları vardır.” Yüzlerce yıldan beri süregelen Zeybek danslarını, şüphesiz içinde yaşanılan zaman ve mekândaki halktan soyutlamak elbette mümkün değildir. Ancak, bu türün zeybeklik kurumu içindeki töre, tören ve geleneklerle yeniden şekillenerek kendi kurallarını oluşturduğu söyleyebiliriz.
 
Zeybeklik kurumu çok eskilere dayanmakla birlikte kurumu ortaya koyan en eski belgelerin 18. yy.’dan öteye gidemediği bilinmektedir.19. yy.’ın ilk yarısından itibaren padişah fermanıyla Anadolu’da araştırmalar yapan gezginler tarafından pek çok zeybek gravürü (resmi) yayınlanmıştır. Bizim tespitlerimize göre bilinen en eski zeybek gravürü 1831 yılında George Keppel tarafından yayınlanmıştır. Bu gravürler Zeybeği giyim kuşamıyla ön plana çıkaran enteresan zeybek figürlerini içerir. Bu dönemde zeybek danslarını konu alan gravürlere ise rastlanmamıştır.
 
19. yy.’ın ikinci yarısında fotoğrafın bulunmasından sonra, birçok İstanbul kartpostalında  zeybekler  ilginç tavırlarıyla dikkat çekmektedir.
 
 Yunanistan’da Alkis Raftis tarafından yayınlanan “XOPOS 1900” adlı kitapta 1900 lü yıllarda Halk Danslarını içeren kartpostallar ve fotoğraflar yer almaktadır. 47 nolu fotoğraf İzmir’de çekilmiş bir zeybek dansını göstermektedir. Fotoğrafın açıklamasının Yunanca çevirisi aynen şöyledir:
 
“Karşılama oynayan iki zeybeği ve onları izleyen Türk askerlerini görüyoruz. Yunanlı yazar zeybeklerle İzmir’e çıkan Yunan askerlerine egzotik bir hava vermek istemiş. Renkli baskının İzmir’in Yunan işgaline doğru yayınlanmış olması gerekiyor; ama daha önceki siyah beyaz baskı, aynı klişeyle 1907’den önce de vardı. Zeybek oyunu o dönemde Rembetiko kadar değilse de Yunanistan’da bayramlardaki kıyafet balolarının zeybekleri kadar biliniyordu.”
 
Fotoğraflarda da açıkça görüldüğü gibi, zeybek giyim kuşamı 19. yy.’ın son çeyreğindekilere benzemektedir. Bu nedenle 1890-1900 arasındaki fotoğraflara bakıldığında, orta planda iki zeybeğin oyununa eşlik eden çalgılar, tezenesiz elle çalım tekniği ile icra edilen cura, ve dümbek görülmektedir.
 
Bu dönemde Türk müzeciliğinin kurucusu Ressam Osman Hamdi Bey tarafından yapılan bir tabloda da dümbek çalan zeybek görülmektedir. Osman Hamdi’nin tablosundaki zeybekler için, başka bir çalgı kullanmamıştır. Resimde görülen zeybekler de  şan ve el çırpma ile olaya katıldığı göze çarpmaktadır.
 
Mekân olarak eski bir yapının, görkemli ve gözlerden uzak bir köşesi seçilmiştir. Konu ise bir bayanın kızanlığa kabul törenidir. Resimde zeybeklerin giyim kuşamı çok iyi betimlenmiştir. Milli Mücadele yıllarında Çete Ayşe ve benzer örneklerinin zeybeklik kurumu içinde görülmüş olmasına rağmen, zeybeklik geleneğindeki kızan alma törenine uygun düşmediğinden bu görüntünün, ressamın hayal gücünün ürünü olduğunu söylemek mümkündür. Yine bu dönemi yansıtan bir başka yağlı boya tabloda, iki zeybeğin bir handaki dansını daha gerçekçi bir yaklaşımla betimlediğini görmekteyiz.
 
Bu tablo zeybeklerin danstaki performanslarını, giyim kuşam, hareket, tavır, eşlik çalgıları, oyun mekânı ve izleyicileri ile bir bütün olarak dönemin zeybek danslarını daha iyi algılamamıza yardımcı olmaktadır.
 
 Ege’de yaşayan ve mücadele sonrası Yunanistan’a göç eden, Egeli Rum’ların zeybekleri konu alan pek çok resmi, Yunanistan Ulusal Müzelerinde sergilenmektedir. Bu resimlerde Egeli Rumların gözünden yine Ege’de yaşayan zeybeklerin dans karakterlerini, icra, yer, zaman ve eşlik çalgılarını görmek mümkündür.
 
 Bu resimlerden 7 tanesi 1967 yılında Yunanistan Merkez Bankası tarafından yayınlanan TEOPİLOS* adlı kitapta bulunmaktadır. Yunanca açıklamalardan bu resimlerin 1910 ile 1933 yıllarında yapıldığını öğreniyoruz. Resimleri yapanların 19 yy.’ın son çeyreğinde yaşadıkları ve zeybeklik kurumunu bildikleri anlaşılmaktadır. Kitaptaki 279 nolu resim “Aydın’daki bir kır kahvesini betimlemektedir (Bu resimdeki uzun namlulu tüfekler, yaşanılan zamanla ilgili ipuçları verebilir).” Kır kahvesinin bir tarafında Aydınlı halktan kişiler, diğer tarafında bir zeybek çetesi bulunmaktadır. Zeybek çetesi; efe, baş kızan, nöbetçi, yemek pişiren ve dans eden zeybeklerden oluşmaktadır. Ayrıca zeybek oyunlarına eşlik eden davulcu, zurnacı ve çeteye hizmet eden zeybek giyimli kişi görülmekte, yine iki zeybek karşılıklı dans etmektedir. Dans eden zeybek grubunu gösteren resimde, grup içindeki hiyerarşiyi çok iyi yansıtmaktadır. Efe oturmakta, baş kızan onun hemen yanı başında bulunmaktadır. Dans edenler yemek pişirenlerden daha kıdemli ve etkin olduğunu giyimlerinden anlaşılmaktadır.