Koca koca başlıklarla, konuşmalarda “Aman…” diye başlayan uyarılarla az mı hatırlatıldı: “Grip geliyor.”
Koca koca başlıklarla, konuşmalarda “Aman…” diye başlayan uyarılarla az mı hatırlatıldı: “Grip geliyor.”
Zayıflasa da sinsi bir virüs kapımızı hemen çalabilirmiş. Eşi, dostu, tanıdığı, akrabayı elden geldiğince uyardık.
Kendimize gelince “Biz ne badireler atlattık, bu ne ki!” deyip geçtik. Bunu söyleyen de zamanında grip aşısını olmuş olsa bari! Hani ne derler? “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.”
Bir sabah kalktım. Yutkunmam, nefes almam tamam da sanki yorgun gibiyim. “E, burnum falan da akmıyor.” diye kendimi teselli ederken akşama doğru uykumu alamamış gibi bir olumsuz havaya girdim.
İnsan iyi şeyleri hemen yakıştırıyor kendine ama olumsuzluklara sıra gelince “Bula bula beni mi bulacak canım?” deyip geçiveriyor. İşte o zaman anlıyoruz ki atı alan virüs Üsküdar’ı geçmiş.
Sözde, haberleri de az çok okuyup donanıyoruz ama şu kendimizi kayırma yanlılığı yok mu! Bu durumdayken aşı olmak da doğru olmaz diyerek Aspirin’e başlıyorum sabah akşam çünkü kırgınlık açık açık günümü zehir ediyor. Beş dakika gezinsem külçe gibi atıyorum kendimi yatağa. Aslında beslenmemi ihmal etmemem gerektiğini çok iyi biliyorum ama canım sudan başka da bir şey istemiyor.
Bir yandan bastırıp duran grip, diğer yandan bana yan yan bakan yazı başlığı. Konu belli ama o konuyu kim yazacak. Ben klavyenin başına oturacakken ayaklarım yatağa yatağa gidiyor sanki. “Tadım tuzum yok!” derler ya tam da o manzara.
Bir başlasam gerisi çorap söküğü gibi gelecek ama ah o girizgâh! İşte bu itiş kakışla yazıya başlıyorum. Canınızı da sıkmak istemiyorum sevgili okurlar ama ben derdimi sizinle paylaşmayacağım da kiminle paylaşacağım! İçimi dökecek bir siz varsınız şu anda.
Bazı yazılar vardır, bir türlü bitmek bilmez. Yürümez anlamında değil ama, doğurgandır, uzar da uzar. Yazdıkça yazasınız gelir. Gelin bu yazıyı burada yani tadında keselim yoksa benim yorgunluğum sizi de olumsuz etkileyecek. Gazetenin diğer yazılarını okuyacak istek kalmayacak bu gidişle. Her şey tadında güzel.
Daha güzel bir ruh hâlinde yazılmış bir yazıda buluşmak üzere.
