Son birkaç yıldır yapılan zamlara rağmen rağmen asgari ücret hâlâ açlık sınırına yetişemiyor.

Son yirmi yılda sadece 8 ay açlık sınırında olan asgari ücret, geri kalan aylarda hep açlık sınırının (4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı) altındaydı.
Son yirmi yılda gelen zamlara bir göz gezdirelim.
2003 Ocak-2023 Mart ayı verilerine göre:
Alkollü içecekler 34 kat, gıda 21 kat, ulaştırma 15 kat, tüfe 15 kat, otomobil 13 kat, giyim 5 kat arttı. Tüikin baz aldığı bütün ürün ve hizmetler ortalama 13-14 kat artarken alkollü içeceklerin 34-35 kat artması dikkat çekmiyor değil. Bu durum; alkollü içkide fiyat artışının genel enflasyonun yaklaşık 2,5 katı olduğunu gösteriyor.
Ocak 2003-Nisan 2023 verileri karşılaştırıldığında en yüksek fiyat artış yüzde 6 bin 24 ile “mücevherler, saat ve kol saatleri” nde gerçekleşti. “Başka yerde sınıflandırılamayan kişisel bakım ürünleri” ndeki artış yüzde 4 bin 15 oldu. Bunların ardından en yüksek artış ise yüzde 3 bin 384 ile bira fiyatında oldu. Bira listede en çok fiyat artışının yaşandığı üçüncü ürün oldu. Bunları ortalama yüzde 2700 artış ile et ürünleri takip ediyor. Yüzde 1600*2600 fiyat arışı ortalamasıyla sebze ve meyveler izliyor. En alt sıralarda ise yüzde 500 lerde eğlence, kültür , sağlık ve yolculuk var. Tüik verilerine göre tabiki…!
Tüm bunlara mukabil asgari ücret 2003 ocak-2023 ocak ayları arası karşılaştırıldığı zaman yüzde 2800 civarında artmış.
Evet rakamlar ortada inanalım veya inanmayalım bunları tüik verilileri. Elektrik, su, kira, doğalgaz, giyim kuşam derken mutfağa giren her şeye zam geldi. Durum böyle olunca asgari ücretle hali hazırda zar zor geçinmeye çalışan aileler artık gerçekten geçinemez hale geldi…
Türkiye ekonomisi böyle 10 vatandaştan 9’unun geçim sıkıntısı çektiğini görüyoruz.  Yapılan araştırmalara göre halkın yüzde 37 si geçinemiyor. Yüzde 53 lük bir kesim ise zar zor ucu ucuna geçindiğini söylemiş ve bu oran yüzde 90 nı bulmuş. Rahat rahat geçimini sürdüğünü söyleyenlerin oranı sadece yüzde 3. İdare ettiğini söyleyenler ise yüzde 7 olduğu içinde.  Geçimini rahatça karşılayabilenlerin oranının yüzde 10'da kaldığı görülüyor. Kaynak, İPSOS
Diğer bir yerden bakacak olursak: Geçim sıkıntısı çiftleri de etkiliyor. Türkiye'de ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) gerçekleştirdiği aile yapısı araştırmasının 2021 yılı sonuçlarına göre ekonomik olarak geçiminin sağlanmaması, yüzde 10 ile boşanmaların üçüncü nedeni. Ekonomik aldatma ve ekonomik şiddet kavramlarıyla deyimleri de bu yüzden ortaya çıktığını sanıyorum.
Ekonomik aldatma, eşlerden birinin diğerinden tamamen gizli bir banka hesabının ortaya çıkması ya da eşlerden birinin diğerinden tamamen habersiz borçlanması gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Bunlar da ekonomik güvensizliği beraberinde getiriyor. Ayrılmalara yol açıyor.
Ekonomik şiddet; maddi güç ve üstünlüğün, bir şiddet aracı olarak diğer partneri kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla kullanıldığı durumlarda ortaya çıkıyor.
Ekonomik nedenlerin psikolojik ve bedensel sağlığı bozması kişilerin geçinmesinde büyük bir engel.
Umalımda güzel günler hemen gelsin…