Dostluk ne kadar da önemli.

Dostluk ne kadar da önemli. Günümüzde gördüğüm kadarıyla anlamını yitirmeye yaklaşıyor... Nolur dostluğun ne demek olduğunu genç arkadaşlarımıza, çocuklarımıza anlatalım. Bana bunun önemini bir kez daha hatırlatan bir hikaye ile karşılaştım. Çok duygulandım çook...

Kasabanın birinde yaşayan bir aile varmış.3 kişilik ailenin tek oğlu Rahmi eve geç gelir, ana-babasını endişelendirirmiş.Babası birgün sormuş: "Oğlum, ne yapıyorsun gece geç saatlere kadar böyle?" Çocuk "Arkadaşlarımla, dostlarımla birlikteyim baba!" demiş. Babası "Dost dediğin bir tane olur, o da her zaman değil!İhtiyacın olduğunda seni bulur!" demiş. Çocuk "Olur mu baba? Benim nerdeyse bütün arkadaşlarım dostumdur!" cevabını vermiş.Baba diretmiş: "Hayır oğ­lum, olur mu? Madem onların hepsi senin dostun; o zaman bir deneme yap da gör!" Bu konuşma üzerine baba oğul ahırda bir oğlak kesip halıya sarmışlar.Sonra çocuk bütün arkadaşlarının gece vakti evlerine git­miş ve yardım istemiş, "Birini vurup öldürdüm!" diyerek. Ancak bü­tün dost bildiği arkadaşlar olayı duyar duymaz kapıyı suratına ka­patmışlar.Çocuk eve üzgün şekilde gelip babasına haklı olduğunu söylemiş.Babası ona dostluğun yine de bu demek olmadığını ifa­de etmiş.Çocuk şaşırmış ve "Nasıl?" diye sormuş. Babası demiş ki: "Yumurtacı Ali benim dostumdur, git ona, adam vurduğunu söyle ve gel!" Çocuk yumurtacı Ali'nin yanına gitmiş ve adama ha­lıyı gösterip durumu anlatmış.Yumurtacı Ali çocuğu arka tarafa götürmüş ve derin bir kuyu kazmış, sonra da halıyı içine bakma­dan kuyuya atmış.Üstünü de soğan filizleriyle kapamış, yeri dol­durmuş ve sonra "Babana selâm söyle!" deyip çocuğu uğurlamış. Çocuk büyük sevinçle babasının yanına gelmiş ve "Evet babacığım, dostluk bu olsa gerek!" demiş. Babası "Hayır oğlum, dostluk bu değil!" demiş. Ertesi günün cuma olduğunu ve Ali'nin pazar yerin­de yumurta tezgâhı bulunduğunu söyleye­rek eklemiş: "Ona git ve tezgâhı devir! Eğer Ali amcan lâf söylemeye kalkarsa bir de tokat at!" Çocuk şaşırarak "Olur mu baba? Bu kadar iyi bir insana bu yapılır mı?" diye sormuş. Babası "Sen dediğimi yap ve dostluğun ne demek olduğunu öğren!" demiş. Ertesi gün çocuk pazara gitmiş ve Yumurtacı Ali'nin tezgâhına tekme atarak tezgâ­hı devirmiş. Ona "Ne yapıyorsun oğlum, dur!" diyen Ali'ye bir de tokat atmış ve arkasına bakmadan kaçmış. Ardından Yumurtacı Ali çocuğa şöyle seslenmiş: "Oğlum! Babana selâm söyle! Biz 1000 yumurtaya, 1 tokata soğan tarlası bozmayız!" Çocuk anla­mış ki, dostluk denilen şey hiç de kolay kazanalıcak birşey değil...