İklim değişikliği, küresel ısınmayı ve bunun Dünya'nın iklim sistemi üzerindeki etkilerini ifade eder. Dünya'nın iklimindeki önceki uzun vadeli değişiklikleri de içerir.

. Küresel ortalama sıcaklıktaki mevcut artış, önceki değişikliklerden daha hızlıdır ve esas olarak insanların fosil yakıtları yakmasından kaynaklanmaktadır. Fosil yakıt kullanımı, ormansızlaşma ve bazı tarımsal ve endüstriyel uygulamalar, başta karbondioksit ve metan olmak üzere sera gazlarını artırmaktadır. Sera gazları, Dünya'nın güneş ışığından ısındıktan sonra yaydığı ısının bir kısmını emer. Bu gazların daha büyük miktarları Dünya'nın alt atmosferinde daha fazla ısı tutarak küresel ısınmaya neden olur.
İklim değişikliği nedeniyle çöller genişlerken, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları daha yaygın hale gelmektedir. Kuzey Kutbu'nda artan ısınma donmuş toprakların erimesine, buzulların geri çekilmesine ve deniz buzu kaybına katkıda bulundu.[8] Daha yüksek sıcaklıklar aynı zamanda daha yoğun fırtınalara, kuraklıklara ve diğer aşırı hava koşullarına neden olmaktadır.  Dağlarda, mercan resiflerinde ve Kuzey Kutbu'nda yaşanan hızlı çevresel değişim, birçok canlı türünün yer değiştirmesine ya da neslinin tükenmesine neden olmaktadır.  Gelecekteki ısınmayı en aza indirme çabaları başarılı olsa bile, bazı etkiler yüzyıllar boyunca devam edecektir. Bunlar arasında okyanus ısınması, okyanus asitlenmesi ve deniz seviyesinin yükselmesi yer almaktadır. İklim değişikliği insanları gıda ve su kıtlığı, artan seller, aşırı sıcaklar, daha fazla hastalık ve ekonomik kayıplarla tehdit etmektedir. İnsan göçü ve çatışmalar da bunun bir sonucu olabilir. Dünya Sağlık Örgütü  iklim değişikliğini 21. yüzyılda küresel sağlığa yönelik en büyük tehdit olarak nitelendirmektedir. Toplumlar, kıyı şeridinin korunması veya klimaya erişimin genişletilmesi gibi çabalarla iklim değişikliğine uyum sağlayabilir, ancak bazı etkiler kaçınılmazdır. Yoksul ülkeler küresel emisyonların küçük bir kısmından sorumludur, ancak uyum sağlama konusunda en az yeteneğe sahiptirler ve iklim değişikliğine karşı en savunmasız durumdadırlar.
Son on yıla baktığımızda, doğal afetlerin yaklaşık %87’si iklim kaynaklı doğal afetlerdir. Bu doğal afetlerin %44’ü fırtına; %41’i sel ve %15’i ise kuraklık kaynaklıdır. Yaşanan bu doğal afetlerin aynı dönemde neden olduğu ekonomik kayıp ise yaklaşık 3,5 trilyon dolardır. 2050’lilerde yıllık ortalama 1 trilyon dolar civarında olacağı tahmin ediliyor.
2050’ye kadar  buğday, mısır, soya ve pirinçte %10’dan daha fazla verim düşüşü kaydedilme ihtimali %6’dan %18’e çıkmış olacak.2100 yılına kadar sıcaklık 1.5°C artarsa, ortalama mahsul verimi mısırda %6 oranında düşecek. Bu düşüş 2°C’lik bir ısınmada %9’u bulacak. Okyanusların ısınması balık verimini azaltacak, bu da dünyada balıkçılıkla geçinen 650 milyon-800 milyon insanın geçimini, dirliğini etkileyecek.
Fırtına, kasırga ve aşırı hava olaylarının artması, bunlardan etkilenen bölgelerde turizmin zarar görmesine neden olmaktadır.
İklim değişikliği küresel bir çevre sorunu olsa da günlük hayatımızda bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek iklim değişikliğini önleme konusunda olumlu yönde katkı sağlayabiliriz. Ayrıca bu sayede enerji ve para tasarrufu yaparken bir yandan da küresel ısınmayla mücadele edebiliriz.
– Kullanmadığımız elektrikli aletleri fişten çekelim. Televizyon, bilgisayar veya telefon şarj aleti gibi elektrikli cihazlar beklemede olsalar bile elektrik kullanırlar. Bu sebeple fişlerini çekmeyi unutmayalım.
– Aydınlatma için enerji tasarruflu ampul kullanalım. LED, kompakt floresan ampul ve halojen lambalar eski teknoloji lamba modellerine göre %80’e kadar daha az enerji tüketmekle birlikte %25 daha uzun ömürlüdürler.
– Düşük enerji tüketimi ile yüksek verim sağlayan ürünler kullanalım. Elektronik bir ürün satın almadan önce ne kadar enerji kullandığına ve hangi dikkat edelim. Enerji tasarruflu bir ürün alarak hem küresel ısınmaya karşı bir adım atmış olur, hem de uzun vadede bütçe tasarrufu yapabiliriz. C sınıfı eski teknoloji bir buzdolabı senede 750 kWh enerji harcarken, A+++ sınıfı bir buzdolabı senede 150 kWh enerji harcıyor.
– Evimizin ısı yalıtımını güçlendirelim. Düzgün bir yalıtım enerji tasarrufunu önemli ölçüde etkiler. Çift veya üç camlı pencere ya da enerji tasarruflu kapı kullanabiliriz. Binaların dış cephe yalıtımı ısınmadan kaynaklı enerji ihtiyacını önemli ölçüde azaltır.
– Güneş paneli kullanalım. Çatımıza güneş paneli taktırarak evimizi ve evde kullandığımız suyu güneş enerjisiyle ısıtalım.
– Yürüyelim veya bisiklet sürelim. Bu sayede hem enerji tasarrufu yapmış, hem sağlığımızı korumuş , hem de çevreye yardım etmiş oluruz.
– Otomobil yerine toplu taşımayı tercih edelim. Yaşadığımız yerde okula ya da işe yürüyerek gitmek mümkün değilse kendi aracımız yerine toplu taşımayı tercih etmek karbon salınımını azaltacaktır.
– Uçak yolculuğunu daha az tercih edelim. Uçaklar çok fazla sera gazı salınımına neden olmaktadırlar. Bu yüzden mümkün olduğu sürece uçak yerine tren, otobüs veya deniz yolculuğunu seçelim.