Elektronik sigara, dumansız tütün ürünü olarak lanse edilen ürünler var. Çok daha kötüsü; bu ürünlerin sigara bırakma konusunda yardımcı olacağına dair bir inanış yaymaya çalışıyorlar. Birçok yöntem söyleniyor; sosyal medyada, internette olsun, itibar etmemeli, bilimsel kaynağı yok. Bir gün, bir ay bırakmak değil gerçekten ömür boyu bırakmak önemli"
DSÖ, ‘Tütüne Hayır Günü’ açıklamasında 13-15 yaşları arasında 37 milyon gencin tütün kullandığını ve her yıl, 1,2 milyonu pasif içici olmak üzere 8 milyondan fazla insanın tütünden öldüğünü belirtti. Tütün ve tütün ürünleri dünyada milyonlarca insanın sağlığını tehdit ederken uzmanlar her fırsatta bu ürünlerin zararlarına dikkat çekiyor. Tütün ürünleri kullanımı ve maruziyetinin oluşturduğu sağlık problemleri hakkında bilgi veren Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Atilla Uysal, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’nde vatandaşlara uyarılarda bulundu. Sigara bırakma polikliniklerinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Uysal, "Türkiye’de günde içilen sigara sayısı 17 civarlarında, dünya ortalamasının oldukça üzerinde. Sigara konusunda ciddi sıkıntımız var ama çok daha önemli özellikle gençler arasında yaygın olan tütün ürünleri var. Bunlar; elektronik sigara olabilir, dumansız tütün ürünü olarak lanse edilen ürünler var, nargile hala ciddi bir problem. Ülkemizde elektronik sigara ve türevlerinin satılması, reklamı yasak ama maalesef sosyal medyada ve gençlerin ulaşabileceği sosyal gruplarda, internet ortamında reklamı yapılabiliyor. Aroma ve kokuları kullanıyorlar, kadınlar erkekler olsun son derece cazip oluyor. Yüksek dozlarda nikotin koyarsanız direkt olarak ölüme sebep verme şansınız var. Çok daha kötüsü bu ürünlerin sigara bırakma konusunda yardımcı olacağına dair bir inanış yaymaya çalışıyorlar” dedi.
“En önemli konu; kişinin gerçekten sigarayı bırakmak istemesi"
Sigara kullanıcılarının gerçekten isteyerek tedavi yoluna girmelerinin başarıyı büyük oranda etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Uysal şöyle konuştu: “En önemli konu; kişinin gerçekten sigarayı bırakmak istemiş olması ve bu ilacı düzenli kullanması. Hastanın gerçekten düzenli kontrole gelmesi gerekiyor, bu şekilde sigara bırakma başarımız oldukça yüksek. Son üç aydaki kliniğimizdeki başarıyı söylersek yüzde 60-70’in üzerinde. Özellikle şu anda nikotin yerine koyma tedavilerini daha çok kullanıyoruz. Biz kişi 1-5 gün sigara bıraktığı zaman sigarayı bıraktı demeyiz, bir yıl sonraki başarıya bakarız. Bizim ilaç kategorisi kullanmış olduğumuz ürünlerin de bir hekim kontrolünde olması son derece önemli. ‘Geçiyordum, uğradım, annem, babam, konu komşu gönderdi’ gibi bu tür hastalarda genelde başarı oranımız çok düşük oluyor. Ama kişinin kendi iradesiyle polikliniğe başvurması, sigara bırakma konusundaki başarısını son derece artırıyor. Sorular soruyoruz, anketler uyguluyoruz. Başka hastalıkları var mı diye değerlendiriyoruz, zararları daha net anlatma şansımız oluyor. Hem kişinin motivasyonunu yüksek tutup aynı zamanda ilaçlarını düzenli kullanması, ilaçlarının yan etki kontrolünün bir hekim tarafından yapılması son derece önemli kavramlar. Dolayısıyla bu bir süreç ve bu süreçte kişinin gelip gitmesi gerekiyor, yakın takip edilmesi gerekiyor. Yeter ki istesinler, bir süreç, bu süreçte geldim, ilacımı aldım, ondan sonra sigarayı bıraktım gibi bir durum söz konusu değil. Bırakmasından ziyade kişilerin sigaraya başlatılmaması konusunda temel önlemler ve yaklaşımlar sergilenir. Bıraktıklarında çok minnettar oluyorlar, mutlu oluyorlar. Sigara bırakmak isteyenler ve başarı sağlayanlar birbirleri ile iletişim kuruyorlar, burada beklerlerken ve bir kişi sigarayı bıraktığı zaman kendi çevresinde de birçok kişinin sigara bırakmasına sebep olabiliyor. Dolayısıyla bir kişiye sigarayı bıraktırdığımız zaman en az 10 kişiyi etkilemiş oluyoruz. Toplumda bu konuda bilincin yaygınlaşması ve çabanın yaygınlaşması konusunda oldukça katkı sağlamış oluyor. En önemli konu; kişilerin takiplere gelmesi, bizim en büyük sorunlarımızdan birisi hastaların gelmemesi”
“İnternette birçok yöntem söyleniyor, itibar edilmemeli"
Hastaları takip süreçlerine yönelik bilgi veren Prof. Dr. Uysal, “Bir ay içinde hastaları en az 2 kez çoğu zaman 3 kez görüyoruz. En azından hastaları bir yıl takip etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Profesyonel yaklaşım almaları çok önemli, sigara bırakma polikliniklerine başvurmaları gerekiyor. Başvurdukları zaman fayda göreceklerine emin olmalarını istiyoruz. Birçok yöntem söyleniyor; sosyal medyada, internette olsun, bunlara itibar etmemelerini bir hekim olarak öneriyorum. Bizim için önemli olan; bir gün, bir ay bırakmak değil gerçekten ömür boyu bırakmak. O yüzden o tür yaklaşımların bilimsel kaynağı yok. Tütün ürünleri her türlü organa zarar veriyor ama biz göğüs hastalıkları uzmanı olduğumuz için akciğer kanserinin birinci nedeni, kadın olsun erkek olsun sigaradır. Kalp, mide hastalıkları olsun hemen hemen her organı kanser yapabiliyor. Yutak kanseri yapabiliyor sadece kanser değil KOAH dediğimiz kronik solunum yolu, nefes darlığı hastalıklarına, astımların kötüleşmesine neden oluyor. Zatürre gelişmesinin birinci nedeni maalesef sigara ve Türkiye’deki en önemli ölüm nedenlerinin başında da akciğer kanseri yer alıyor. İkinci el sigara içimi ve ya pasif içim en az birinci içim kadar zarar veriyor çünkü tütün ürünlerini aldıktan sonra vücut onu metabolize ediyor” dedi.