Yaşamımın her günün bir şeyler öğrenmeye -ki çoğu kez okuyarak olmuyor bu- ayıran biri olarak.

Yaşamının her gününü bir şeyleri öğrenmeye çalışarak -ki çoğu kez okuyarak olmuyor bu- ayıran biri olarak,
ayrıca bir yüksek lisans öğrencisiyim de.
Kendi alanımdayım, sosyal bilimler.
Dünyanın en nankör alanı herhalde...
'Herhalde'yi çıkaralım en iyisi.
İstediğin kadar oku, çalış, tekrarla... Biraz ara ver, unutursun.
Bu kadar çalışmaya rağmen öğrendikçe bir o kadar da cahil hissedersin.
Sözcüklerin gittikçe anlamını yitirir çünkü nicel bir bilim değildir.
Çoğu kavram havada kalır.
Kavramsal sanatçılardan Joseph Kosuth'un en popüler eserlerinden biri olan 'Bir ve Üç Sandalye'nin hakkında, "Sanatçının 'sandalye nedir?' sorusundan yola çıkarak oluşturduğu çalışmada, merak duygusunun sanat eserini çözümlemede kavramın rolünü ortaya koymaktadır" deniliyor.*
Bugün bir derste, 'müze nedir?' sorusuyla bir konuşmaya başladık ki,
sonu hiç gelmedi.
Sosyal bilimlerin sonu, başı yoktur.
Bir de, kendi ülken dışına çıkamazsın.
İş bulamazsın başka diyarlarda.
Bildiğin her şey ülke sınırları içinde geçerlidir.

Keşke mühendis olsaydım.

*İncirkuş, B. (2020) Çağdaş sanat yapıtının göstergebilimsel incelenmesi: Joseph Kosuth’un “Bir ve Üç Sandalye” adlı çalışması. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 22(2), 615-623.