'Geçmişini bilmeyenin geleceği olamaz'
Halk kültürü derleme/araştırma faaliyetlerinde diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak, bu amaçla her ilde amaca uygun ihtisas kitaplıklarının ve bilgisayar ortamında kullanılabilir malzemenin toplanılması sağlanmalıdır.Eğitim faaliyetlerinde değerlendirilmek üzere, kitap-süreli süresiz yayınların hazırlanması ve yayınlanmalıdır.
İletişim teknolojilerinden yararlanarak bakanlığın internet sayfasının zenginleşmesini sağlayıp yapılan faaliyetlerin gösterilmelidir.
İl ve bölgelerde halk kültürü ve Halkoyunlarının uygulamalarında, nitelikli sunumlar yapabilen toplulukların değerlendirmeleri Milli Eğitim Bakanlığınca yapılarak, “yurt dışında Türkiye’yi temsil edebilme kriteri” belirlenmelidir. Çocuklarımızın yurt dışındaki etkinliklere bilgi ve görgülerini artırma, halkoyunlarımızın uluslararası arenada temsili, eğitimlerine katkı sağlanması amaçlı olarak gönderilmeleri ya da desteklenmeleri sağlanmalıdır.
Halk yaşantısının tüm ayrıntılarını kapsayan çok kapsamlı bir içeriğe sahip olan Halk Kültürü dersinin teorik uygulamalarını halkoyunları, seyirlik köy oyunlar, atışmalar, maniler, canlandırmalar vb. uygulamalı dersler arasında yer alması bir gerekliliktir.
"Geçmişini bilmeyenin geleceği olamaz." düsturundan yola çıkarak, günümüz teknoloji çağının da etkileri ile çocuklarımız ilkokul çağlarından itibaren hızla kendi kültürlerine yabancılaşarak yetişmektedir. Bu nedenle " Halk Kültürü " adı altında ilkokul 1. sınıftan itibaren hem teorik hem de uygulamalı olarak, çocukların ilgisini çekecek bir çok etkinliklerle zenginleştirilmiş bir ders konulmalı ve bu dersi de alanında uzmanlaşmış kişiler okutmalıdır.
Halk oyunları dersleri verebilecek bakanlığın elindeki müzik öğretmenleri, konservatuar halk oyunları bölüm çıkışlılar, beden eğitimi öğretmenlerden sertifikası olanlar var Bakanlık bu kadrolu öğretmenlerden yararlanabilir.
Halk Kültürü ve halk oyunları ilköğretim müfredatına ders olarak konulmalıdır. Uygulama da sadece teorik bir ders olan bu eğitim programı, uygulamalı bölümü de eklenerek halkoyunlarının müfredatı içine alınmalıdır.
Dersler ilk, orta, liselerde olmalı, dersleri okutacak öğretmenler, alan mezunu olmalı, ders içeriğinde halk kültürünün yanında oyun eğitimim de olmalıdır.
Halk Oyunları bir spor faaliyeti değil, eğitim ve öğretimde değerlendirilen bir kültür faaliyetidir. O nedenle halk oyunları zorunlu ders olarak tüm kademelerde okutulmalıdır.
Kültürümüzün bir parçası olan, oyunu-müziği ve kıyafetleriyle duygu ve düşüncelerimizi yöre yöre en güzel şekilde ifade eden, asırlar boyu nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelen Halk Oyunlarımızın, okullarımızda, çocuk yuvalarında ve yetiştirme yurtlarında bulunan çocuk ve gençlerimize öğretilerek, kültürel değerlerimize sahip çıkma bilinci verilmelidir.
Halk oyunları etkinlikleri, çocuk ve gençlerimizde; birbirlerine sahip çıkma, sorumlulukları paylaşma, başarılı olma, kendine ve arkadaşlarına güven duyma, başarıyı ve başarısızlığı olumlu karşılayabilme, yeteneklerinin farkına varma gibi duyguları da önemli ölçüde geliştirecektir.
Nitekim geçtiğimiz yıllarda Antalya’da düzenlenen 19. Millî Eğitim Şurası’nda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında rakamlar ve uygulama, bütün anlayışıyla ortaya konulmuştu. Konuşmada en dikkat çeken bölüm ise, eğitimin bilgi kanadı noktasında dershane olgusunun yersizliği ve sonuçları ile davranış noktasında çocuklarımızın ve gençlerimizin “millî duygu” özüne sahip kendi kimliğinden uzaklaşması olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmasında, özellikle kendi değerlerini, dilini, sanatçılarını, görgüsünü, örfünü unutup küresel endüstrinin piyasaya sürdüğü tüketime yönelmenin bir an önce durdurulması ve bizi “biz” yapan değerlerin davranış unsurları olarak öğretilmesi gerektiğini belirtmiştir.