Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Sosyal Bilimler MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Enver Yolcu okulun akademik ve idari durumu, faaliyetleri ve yapılması planlanan etkinlikleri içeren bir sunum gerçekleştirdi.
 
Toplantıda konuşan ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer; Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun güzel faaliyetlerin yapıldığı bir okul olduğuna dikkat çekerek “ Her ne kadar 2 yıllık bir okul olsa da faaliyetleri ile gerçekten daha büyük bir akademik birim olduğunu gösteriyor. Bu, isimlerin ne kadar önemsiz olduğunu, taşıdığımız unvanların ne kadar önemsiz olduğunu gösteriyor. Önemli olanın bu birimler ve unvanlar içerisindeki kişilerin kimler olduğu. Burada uzun süredir çalışan arkadaşlarımızın faaliyetleri , okulun ön plana çıkmasını sağlıyor. Bütün fiziksel kısıtlamalara rağmen birçok faaliyet gerçekleştirildi. Üniversitemizin kalitesine ciddi katkı sağlayan akademik bir kurum haline getirdiğiniz için hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Bu faaliyetlerin içerisinde uygulamalı faaliyetler de mevcut. Öğrencilerimizin öğrendiklerini pratik olarak uygulamaya yönelik faaliyetler var. Bunlar çok önemli” dedi.
 
Rektör Acer sözlerini şöyle sürdürdü
 
Türkiye’de Meslek Yüksekokullarının Yapılanmasıyla İlgili Uzun Zamandır Şikayetler Var
 
Türkiye’de meslek yüksekokullarının yapılanmasıyla ilgili çok uzun zamandır şikayetler var. Bu şikayetlerin bir kısmına ben de katılıyorum. Çünkü meslek yüksekokulları bir ülke için merkezi bir öneme sahip. Herkesin bürolarda çalışan veya belirli işler yapan kişiler olmasını sağlayacak eğitim sisteminden ziyade, ülkemizin daha çok ihtiyacı olan yetişmiş eleman, işini yapabilecek bilgi ve birikime sahip eleman yetiştirilmesi merkezi bir öneme sahip. Türkiye bu konuda aşama kat edemedi.
 
Meslek yüksekokullarının, üniversiteler içerisinde olması durumunda bazı sakıncalar yaşadığımızı da biliyoruz. Yönetimler 4 yıllık ve 2 yıllık bir okulun sorunlarında önce 4 yıllık okulun sorunlarını önemsiyorlar. İki okulun önem sırasında, birisinin daha aşağıda olduğunu düşünmek kadar bir zafiyet olamaz. Öğrenci seçim sistemi de zafiyetler gösteriyor. Hocalarımızın gösterdiği çaba karşısında bunu anlamaya ve öğrenmeye istekli öğrenciler görmek istiyoruz. Ama sistem bunu da yerine getiremiyor.
 
Yönetim Olarak MYO’lara Önem Veriyoruz
 
Biz, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi yönetimi olarak daha ilk günden meslek yüksekokullarına önem verdiğimizi söyledik ve bunu sadece sözde bırakmadık. Bir yıllık faaliyetlerimize baktığımız zaman sadece merkezde bulunan meslek yüksekokullarımızın değil, ilçelerimizdeki okullarımızın da önemli olduğunu unutmamamız lazım. Okullarımızın her birini sık sık ziyaret ediyoruz. Öğrencilerin üniversitede okuma keyfini artıracak unsurlar oluşturmaya çalışıyoruz. Ezine, Ayvacık, Yenice hepsine aynı şekilde bakıyoruz. Bu okulların etrafının güzelleştirilmesi, uygulama imkanlarının artması için çok ciddi paralar harcıyoruz. Hocalarımızın ve öğrencilerimizin daha iyi bir eğitim ortamında olmasından mutluluk duyuyoruz. Türkiye’de ciddi anlamda bir işsizlikten bahsedilemez. Düzgün yetişmiş, iş üretebilecek, verimli çalışabilecek personel ihtiyacı çok fazla. İşini seven insanlar olduğu sürece sorunlar aşılabiliyor.
 
Meslek Yüksekokulları ve mesleki eğitim veren kurumlar üniversite içerisinde kalacaklarsa bugüne kadar yaşadığımız sıkıntıların giderilmesi gerekiyor. Öğrenci seçimi konusunda bir revizyona gidiliyor. Bu okullara üniversite yönetimlerinin daha az önem vermemesi lazım. Daha önceki dönemlerde ilçelerdeki okulların, üniversiteye yük olduğu açıkça ifade edildi. Bu çok yanlış bir ifadedir. Bunun etkilerini silmemiz lazım. Kendilerine güvenen, öneminin farkında olan okullar haline getirmemiz lazım.
 
Üniversiteler İçin Prestij Çok Önemli
 
Türkiye’nin içinde nüfus barındıran adalarından ikisi Çanakkale’de. Türkiye bu iki adayı ihya edememiş bir ülke olamaz. Hadi Bozcaada turizmle kendinin bir şekilde idame etmiş. Rektör olarak göreve başladığımda Gökçeada’ya ilk gittiğimde üzüldüm gerçekten. 4 yıllık Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu var. Küçücük bir bina içerisinde tıkılmış kalmışlar. Öbür tarafta Meslek Yüksekokulumuz var ama binanın içine girdiğinizde üniversitede okuduğunuzu fark etmiyorsunuz. Bu bizim çözmemiz gereken temel meselelerden bir tanesi. Üniversiteler için prestij çok önemli.
 
İlçelere Yaptığımız Yatırımlar Devam Edecek
 
Neyse ki Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu binasının inşaatı devam ediyor. Öbürünün projesini hazırladık. Ayvacık’ta Meslek Yüksekokulu’muzun binası yapılıyor. Diğer okullarda eksiklikler tamamlanıyor. Sadece Yenice’ye bu sene 1 Milyon TL harcıyoruz . 2 binanın dış cephe kaplaması yapılacak, çevre düzeni yapılacak. Ezine’de de keza öyle. Bunlar toplam kalitemizin önemli bir unsurunu oluşturacak unsurlar. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu gerçekten içinde barındırdığı bölümler açısından da çok önemli. Günümüzde çok önemli görülen bölümleri bünyesinde barındıran bir okulumuz. Fotoğrafçılık, kameramanlık bunlar ne Türkiye’de ne de dünyada önemi hiç azalmayan unsurlar. Görsel dünyada yaşıyoruz. Buradan başlarsak her bir bölümün önemini çağımız acısından değerlendirdiğimizde gerçekten Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulumuz önemli bir okul. Tamda taşınma aşamasında. Geçen dönemin başında taşınmasını istemedik. İyi ki de öyle yaptık çünkü orada temel bazı eksiklikler vardı onları gidermeye çalışıyoruz. Oraya geçildiğinde en azından bina içerisinde sıkıntılı bir ortam olmaması gerekirdi. Bilgisayar laboratuvarların kurulması aşamasına gelindi. Çevre düzenlemesi yapılacak. Eğitim öğretime başladığımızda temel eksiklikleri olmayan bir okulda rahat bir şekilde başlanmasını sağlamamız lazım.
 
Yeni Binanıza Yakın Süre İçerisinde Taşınacaksınız
 
Bu üniversiteye fiilen başladığımda nasıl bir binada başladığımızı, bunu aşmak için ne mücadeleler verdiğimizi, fotokopi makinası eksikliğiyle yıllarca uğraştığımızı biliyorum. Madem ülkemizin, hükümetimizin sağladığı imkânlar buna yetiyor bari artık sizler bu sıkıntıları yaşamayın istiyoruz. En azından temel eksiklikler giderilmiş olsun. Önümüzdeki bir iki ay içerisinde bu taşınma gerçekleşmiş olacak. Kampüsün içerisinde sayılacak bir binaya taşınmış olacaksınız. Yine oradan kampüs içerisine 3. bir giriş yolu inşaatı yapılıyor. İnşaatı bitmiş olacak yaz sonunda. Kampüsle de iletişiminizin olacağı bir binaya taşınacaksınız. Yürüyerek bile kampüsün değişik noktalarına ulaşılabilecek. İlahiyat Fakültesi’ne göre biraz daha şanslı bir konum. O anlamda çok da kampüsün dışına gitmediğimizi düşünebiliriz.
 
ÇOMÜ Gazete’de Yazılarınızı Görmek İstiyorum
 
Akademik yayınların gerçekten takdir edilmesi gerekir. Kitap yayını çeşitli makaleler bunlar önemli. Çünkü söz uçar yazı kalır. Bunu hiç birimizin unutmaması lazım. Özellikle de akademik camiada çalışan herkes. Mesela sadece bir konuyu 3 sayfa üzerinde düşünüp 3 gün üzerinde düşünüp 3 sayfa yazdığınız bir yazı o kadar kalıcı ki aslında düşündükleriniz sıradan şeyler değil. Ben kendimden yola çıkıyorum. İdareciliğin az olduğu dönemlerde çeşitli stratejik araştırmalar kurulunun internet sitelerinde kendi alanımla ilgili bilimsel nitelikli kısa makaleler yayınlıyordum. Tabi o ciddi, insanı geliştiren bir şey. Oturup çalışıyorsunuz bir konuyu araştırıyorsunuz, oradan buradan okuyorsunuz sonra ortaya net bir fikirler dizisi çıkıyor. Ben bile bazen geriye dönük o yazılarımdan yararlanıyorum. 15-20 farklı konuda kendi alanımla ilgili yazılar yazmışım. Geriye dönüp baktığımda öğretici bir yazıyla karşılaşıyorum. Bu hepimiz için geçerli. O anlamda hocalarımızın da kısa ya da uzun, kendi düşünce ve araştırmalarını içeren yazılar yazması gerekir. İşte ÇOMÜ Gazete, bedava basıyoruz ve bütün okullara ve Çanakkale’ye dağıtıyoruz. ÇOMÜ Gazete’yi hocaların da yazıları olsun şeklinde tasarladık. Geldiği sürece orada yazılarınız da yayınlanacaktır.
 
1 Yıllık Süreçte Üniversite Olarak Ciddi Mesafeler Katettik
 
Üniversitemizde 1 yıllık gelişmelere kısaca değinmek isterim. Tabi bir yıllık süreç oldukça yoğun geçti, başarı anlamında söylenecek çok şey var. Ama bunu yönetimin başarısı şeklinde değil de üniversitenin başarısı şeklinde değerlendiriyorum. Kat ettiğimiz ciddi mesafeler var. Hem üniversitemizin kalitesi hem altyapısının daha da gelişmesi anlamında yapılan çok güzel işler oldu. Üniversite öyle bir kurum ki ilgilendiğimiz meseleler gerçekten birbiriyle çok farklı meseleler. Hasta bakımından mobilya üretimine, Ziraat Fakültesi uygulama alanlarından ihalelere, inşaatlardan peyzaja veya eğitim öğretimde hoca ve öğrenci kalitesinden derslerin niteliği, ders materyalleri gibi her şeyin bizim tarafımızdan düşünüldüğü bir kurumda çalışıyoruz. Bu gerçekten kolay bir iş değil. Başarılması gereken bir iş. Bundan şikayetçi değiliz, bunları biz tasarlamalıyız. Birileri bizim adımıza bunu yapmamalı. Çünkü o zaman ciddi anlamda sıkıntı olabilir. Bu çalışma bir kişinin, bir rektörün yapabileceği bir iş değil. Bu bir ekibin yapabileceği bir şey. Sağ olsun ekip içerisinde görev alan tüm hocalarımız ilgili oldukları alanları ciddiyetle ele alıyorlar. Çünkü onlara biz rahat bir çalışma ortamı sağlamak istiyoruz. Onları sıkmadan, ötelemeden, dışlamadan, önemsizleştirmeden onların çalışmalarını verimli olmasını sağlayacak ortamlar oluşturmak istiyoruz. Bunun etkisi kendini şüphesiz ki gösteriyor. Hemen ertesi gün olmasa bile zamanında gösteriyor. Üniversitemizin kalitesinde en azından yerinde sayma değil de ciddi anlamda ilerleme olduğunu gösterir .Bizim dışımızdaki kurumlar tarafından yapılmış değerlendirmeler var. ÇOMÜ’nün Türkiye’de ki üniversite sıralamalarında 1,5 yıl öncesine göre ciddi anlamda ileriye gitmiş olması bizi sevindiren unsurlar. Geriye bırakacağımız önemli bir miras. Bir kurumun yerinde sayması bile, hele bir üniversitenin; aslında yerinde saymanın ötesinde ne kadar geriye gittiğini gösterir. Çünkü başkaları yerinde durmuyor. Bilim dünyası durmuyor dolayısıyla siz çok mesafe kaybediyorsunuz. Kadrolar anlamında gerçekten o kadar büyük bir yük birikmiş ki üniversitemiz üzerinde; tabi ben bunun böyle olduğunu fark edecek kadar üniversiteyi tanıyan biriyim. Şunu söyleyeyim; başladığımızdan beri 263 kadro kullanmış bu üniversitede. Hala çözmemiz gereken sorunlar var.
 
ÇOMÜ Daha Güzel Şeylerle Gündeme Gelen Bir Üniversite Olsun İstedik
 
İyi ki de ÇOMÜ böyle bir döneme girmiş. Yoksa gerçekten insanların hoşuna gitmeyen bir üniversite haline gelmiş olacaktı burası. ÇOMÜ daha çok güzel şeylerde gündeme gelen bir üniversite olsun istedik. Onun süreci devam ediyor. Şahsen üniversitemizin adını her gittiğim yerde gururla ifade ediyorum. ÇOMÜ ismi biraz daha iyi algılanıyor. Bu tabi içerideki sorunların çözülmesini gerekli kılıyor. Kendi içinde barışık olmayan bir kurum şüphesiz ki ilerleyemez. Diyorlar ki ÇOMÜ yerel basında çok fazla gündeme gelmiyor. Ben de diyorum ki iyi ki gelmiyor; amacımız bu zaten. Niye gelmiyor; gazetecileri suçlamak için söylemiyorum. Onlar da haber değeri nedir diye baktığı zaman Türkiye’deki standartları biliyorsunuz değil mi. İki gün önce Dardanos Yerleşkesi’nde basın toplantısı düzenledik. Toplantı bittikten sonra Dardanos’ta plajda bir gelin ve damat fotoğraf çekme işini abartıp denize girmişler. O kıyafetlerle denize girince bir gazeteci işte haber bu diyor. Doğru, Türkiye’deki standartlara göre haber bu. ÇOMÜ bu şekilde gündeme gelmemeli. Yaptığı akademik çalışmalarla gelmeli. Yerel basın bunu takip edebilecek gündeme sahip mi, sahip olmak zorunda mı, değil. Çanakkale’de bizim yaptığımız uluslararası sempozyumlar Çanakkale’ye tam olarak bir şey ifade etmiyor olabilir. Bizim isteğimiz Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi doğru ve üniversiteye yakışır bir haberle gündemde olsun. Basının manşetlerinde acımasız şekilde yorumlar gördüğümüzde üzülüyoruz.
 
Bizler, Siz Akademisyenlerin Fikirlerine, Bilgi ve Değerlerine Güveniyoruz
 
Avrupa’da basının izlediği metotlar ülkemize göre farklı. Terörle ilgili İngiliz basınında tüm gazeteler aynı başlığı atarken, lanetlerken ülkemizde bir kısım medya kuruluşları ise teröristlerin isteği şekilde korku psikolojini yayarak onların yapmak istediğine hizmet ederek yayın yapmaları bizleri üzüyor. İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde böyle bir başlık, video, fotoğraf yayınladıklarında başına neler gelebileceği tahmin bile edilemez. Gerek toplumdan, gerekse devletten şiddetli bir tepki gelir. Devletimiz ve bu topluma zarar gelecek hiçbir olumsuz bir etkinin olmaması gerekir. Basının ve tüm kurumların büyük bir hassasiyet göstermesi gerekir. Bu bağlamda ÇOMÜ olarak gerekli hassasiyeti göstermemiz gerekir. Biz insanoğluna verilen aklı, doğru kullanmamız gerekmektedir. Dini duygularımızı istismar eden kişiler ve yapılara karşı zayıf kalınır. Bizler, siz akademisyenlerin fikirlerine, bilgi ve değerlerine güveniyoruz. Başkalarının yönlendirdiği kişiler olmayacaklarına inanıyoruz. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun başarılı çalışmalar yapacağına ve yeni binasında daha rahat çalışacağına inanıyorum. Geniş laboratuvar imkânları olacaktır ve katkımız hep devam edecektir. Yönetimde bulunan tüm hocalarımıza çalışmalarınızdan dolayı teşekkür ediyorum ve bir sonraki akademik kurulda görüşmek umuduyla sevgilerimi sunuyor, şimdiden Ramazan Bayramınızı kutluyor, huzurlu ve mutlu bir tatil geçirmemizi diliyorum.
 


Kaynak: Haber Merkezi