Dünya Tuza Dikkat Haftası çerçevesinde açıklamada bulunan Üstün, tuzun fazla tüketimini istemediklerini dile getiren Üstün, “Özellikle böbrek sağlığı için birçok hastalığı tetiklediği için tuzun fazla tüketimini istemiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerdiği 5 gramdan daha fazla tüketimi istemiyoruz. Çalışmalara baktığımızda Türkiye’de bu 10 gramın da üstünde maalesef. Bizim tükettiğimiz ekmeler de aslında tuzlu. Genel politika olarak tuz miktarını azaltmak önemli. 5 gram tuz dediğimiz bir tepeleme çay kaşığı ya da bir silme tatlı kaşığı kadar tuz miktarıdır, geçmemiz gerekir gün içinde” dedi.
Yemeklerden ziyade gizli tuz kaynaklarının olduğuna vurgu yapan Üstün, şöyle konuştu:
“Mesela paketli, ürünlerde içerik olarak baktığımızda monosodyum glutamat gibi içinde sodyum geçen katkı maddeleri bizim için sodyum kaynağıdır. Aslında tuz tüketiminde aşırı sodyum alınımı istemeyiz. Onun için buna da dikkat etmek gerekir. Kişi bazen yemeklerde tuza dikkat eder ama işte salamura ürünler ya da paketli ürünlerin tüketimini aşırı tutarsa bu da aslında fazla tuz alımını tetikler. O yüzden de buna dikkat etmek gerekiyor.”
İyotlu tuzun önemli bir mineral olduğunu da belirten Üstün, “Özellikle çocukluk döneminde büyüme gelişmek için, beyin yapısındaki dallanma için oldukça önemli. O sebeple iyodun yeterli alınımını önemsiyoruz. Bunun için iyotlu tuz kullanımını öneriyoruz. Bazı tuz türlerinde maalesef iyot bulunmuyor. Biz paketli iyotlu tuz kullanımını öneriyoruz. Evdeki tuz kutularımızın da cama değil de ışık geçirmeyen, seramik kutularda olması lazım. Çünkü ışıkla birlikte iyotta kayıplar olabiliyor. Biz besin değeri kaybı olsun istemiyoruz, özellikle iyodun kaybını istemiyoruz. Bu sebeple tuzu muhafaza ederken de daha koyu renkli paketlerde almak, seramik kavanozlarda saklamak önemli. Tuz bizim için temelde iyot açısından önemli” diye konuştu.