Her seçim vaatler arasına girse de seçim sonrasında kaderine terk edilen, DSİ ve Belediye arasında gidip gelirken, kenti ikiye bölen Sarıçay adeta can çekişiyor. Yıllardır çözüm üretilmeyen Sarıçay için Çanakkale Kent Konseyi umut olan bir rapor hazırladı. Çanakkale Kent Konseyi Sarıçay Çalışma Grubu tarafından hazırlanan rapor, Belediye Meclisi Temmuz ayı oturumunda Belediye Meclisi üyelerine sunuldu. Kent Konseyi Başkanı Halit Kubilay Fırat tarafından yapılan sunumda çarpıcı başlıklar meclis üyeleriyle paylaşıldı.
Sorunlar tek tek tespit edildi
Meclisteki sunumunda Sarıçay’ın içler acısı durumu hakkında bilgiler veren Çanakkale Kent Konseyi Başkanı Halit Kubilay Fırat yaptığı değerlendirmede “Dünyada öyle şehirler vardır ki hem boğazı vardır, hem içinden çay akar, h em tarihi derindir hem de doğası ayrı güzeldir. İşte biz o güzel şehirlerden birinde yani Çanakkale'de yaşıyoruz. Boğazımızla, tarihimizle, doğamızla gurur duymak hepimizin hakkı. Ama ne yazık ki yıllardır Sarıçay kentimizin çözülemeyen sorunlarından biri. Bizim de çalışma grubumuz bu sorunun çözümü ile ilgili hem sorunları tespit etti, hem de öneriler hazırladı. Biz kıymetli Çanakkale'mizin Sarıçayını yeniden Çanakkale halkına kazandırılması için 2025'in başından beri ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Çünkü Sarıçay sadece Çanakkale'nin içinden geçen bir akarsu değil. Aynı zamanda kentin doğal, tarihi, kültürel belleğinde önemli bir yere sahiptir. İşte bu raporu bunun için hazırladık.
Çalışma grubumuz 2025 yılı başından itibaren gerçekleştirdiği toplantılar, görüşmeler neticesinde bilgi ve değerlendirmelerin oluşturduğu ve verdiği raporla bugün Sarıçay'ın içerisinde bulunan 26 Mart'ta yaptığımız toplantıda, Devlet Su İşlerinin ve Belediyemizin birimlerinin de katıldığı toplantılarda, Sarıçayın içinde yaşadığı sorunları tek not ettik. Bu sorunların temel sorun alanları ve tespitlerimiz var. Çevresel sorunlar ve kirleticiler var. Sarıçaya, havza başta arıtılmamış evsel ve endüstriyel atıklar olmak üzere çeşitli kirleticiler bırakılmakta. Bu da su kalitesini ciddi şekilde düşürmektedir. inşaat faaliyetlerinden kaynaklı hafriyatların çay suyuna, çay suyuna karışması, orman yangınlarının, madencilik faaliyetlerinin yaşanan toprak kayıpları ve kimyasal sızıntılar, araç yıkama ve benzeri faaliyetlerin çay suyuna kimyasal karışımı, deniz suyunun çayın iç kesimlerine kadar ilerlemesi, düzensiz yapılaşma, sağlıksız yaşam koşulları, peyzaj yetersizliği gibi sorunlar Sarıçay'ı ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Tabi Sarıçay’ın etrafında kültürel ve tarihi değerlerimiz de bulunmaktadır. Orada palamut depoları, Çimenlik Kalesi, kültürel miraslarımız oluşmaktadır. Bu değerlerin de korunması ve turizme kazandırılması gerekmektedir” dedi.
Kurumlar bir araya gelmeden Sarıçay sorunu çözülemez
Sarıçay’ın tek başına bir kurumun işi olmadığına Çanakkale Belediyesi ve DSİ’nin birlikte çalışması gerektiğine vurgu yapan Kent Konseyi Başkanı Fırat “Sarıçay güzergahı boyunca yaya yolları, yeşil alanlar, dinlenme alanları planlanarak çayın kentsel yaşamına katkı sağlanmalıdır. Tabii bu durumları belediyemiz tek başına yapamaz. Çünkü aslında halkımızın bildiği bir yanlış var. Şöyle bir durum, kimisi diyor ki ‘Sarıçay belediyenin işi’, kimisi diyor ki ‘Sarıçay Devlet Su İşlerinin işi’. Sarıçay’ın içi Devlet Su İşlerinindir ama etrafındaki alan tamamen belediyemize aittir. Yani buradan şu kanaya varıyoruz. Belediyemiz ve devletin kurumları bir araya gelmeden, bir arada çalışmadan Sarıçay sorunu çözülemez. Yani burada tek başına ne bu belediye meclisi bir şey yapabilir, ne de Sarıçayla ilgili bir yaptırım uygulayabilir. Sarıçay’ı düzenlemek, düzeltmek çok zor bir şey değil. Tabii kurumlarımız ele verirse. Devlet Su İşleri, Belediye, Valilik, Özel İdare ele verirse bu işler yapılabilir” dedi.
Bu rapor bizim için bir yol haritası Sarıçay’a sırtımızı dönmeyelim
Kent Konseyi Başkanı Halit Kubilay Fırat, konuşmasının devamında Sarıçay için hazırlanan raporun önemine de değinerek “ Sarıçay sadece bir çay değil, bu şehrin geçmişiyle geleceği arasındaki köprü. Ona sahip çıkmak aslında kimliğimize sahip çıkmaktır. Doğamıza, tarihimize ve her zaman yaşadığımız şehre duyduğumuz saygının göstergesidir. Sarıçay’a sırtımızı dönemeyiz. Onu kendi haline bırakmaya devam edemeyiz. Bu rapor bize bir uyarı, bir yol haritası aynı zamanda bir umut veriyor. Hep birlikte elimizin taşın altına koymalıyız. Sarıçay’ı eski güzelliğine kavuşturalım. Çünkü Sarıçay’ın içerisinde biz farelerin değil balıkların yüzdüğü, insanların, çocukların oynadığı bir Sarıçay istiyoruz” dedi.
