Evet, ne araç park etmeyi, ne trafik işaretlerini ne de yol kurallarını bilmiyorlar!

Evet, ne araç park etmeyi, ne trafik işaretlerini ne de yol kurallarını bilmiyorlar!

Troya Caddesi’nde sınav güzergâhı olarak kullanılan bir bölüm var. O yola bağlanan ya da oradan çıkan tüm tali yolların hemen dönüşüne tırlar park ediyor. Dinlensinler tabii iyi güzel de, sağ şeritten gelen sürücüler, yola bağlanan diğer araçları görmüyor ki! Ancak bağlantı kısmına geldiklerinde görebiliyorlar, o zamanda iş işten geçmiş oluyor, biraz şansa kalıyorsunuz doğrusu…

Demircioğlu Caddesi ve Atatürk Caddesinin kesiştiği Belediye Kavşağı, mesai saatlerinde küçük bir Hindistan’a dönüşüyor, trafiğin karmaşası sağ olsun, dünya turuna çıkmışsınız hissiyatı veriyor. Trafik ışıkları yokmuşçasına sağdan solda araçlar geliyor. Ya hu! Zaten Çanakkale trafiği, mesai saatlerinde tam bir işkence… Mesela çöp kamyonları neden saat 5’te zaten şehir içinde olarak çöp kutularını boşaltıyor ki? Sokağa bir dönüyorsun, kilit, çöp kamyonuyla birlikte bekle bakalım! Bir düzenleme gelmesi lazım bu konuda.

‘Ters yön’ kavramı diye bir şey yok! Özellikle, pazarın olduğu bir gün, araçla park kısmına girelim dedik ve asla çıkamadık. Hangi aracın nereden geldiği belli değil. Sağdan soldan araçla geliyor. Kaza yapmamak için, ‘kurallara uyan vatandaşlar’ olmak için, az kalsın karşıdan gelen araca tosluyorduk.

Kısa mesafe diye şehir içinde kask takmayan motor sürücüleri mi; kendini yola atıp sonra ışık görmüş kedi gibi hareketsiz olarak yolda bekleyen yayalar mı; Troya Caddesi’ndeki 100 metre aralıkla bulunan ışıklar mı dersiniz, artık bilemiyorum ben. 22 sene İstanbul’da yaşadım, hayatımda bu kadar uzun ve sık trafik ışığında beklememişimdir. Duruyoruz, 50 saniye ışık… 300 metre sonra aynı yolda, dönüş bile olmadan, yine ışık! Vakit, nakittir demişler, çalmayalım!

Bazen yolda birden duran arabalar görüyorum, halis mi görüyorum acaba bilmiyorum, frene abanıyoruz işte! Zaten şehir dışından gelenler, bütün trafiği katlediyorlar, bir de Çanakkalelilerin böyle yapması...

Ha unutmadan, Plaj Caddesi’nde halı sahaların bulunduğu o dönemeç, bir gün birilerini öldürtecek! Tek şerit olan gidiş yönünde, tam dönemeçte hatalı sollama yapan bir taksici ile birbirimize giriyorduk! Aman diyeyim.

Setboyu Caddesi’nin Sarıçay tarafında Troya’ya doğru, kenarları iyice içe göçmüş iki tane rögar kapağı var, lütfen ivedilikle harekete geçip düzeltelim.

Bir de, anayollardaki o rögar kapakları… Özellikle de Kepez’deki parke taşlı yollarda 30 santimetrede bir bulunan rögar kapakları… Hani kilitli parke taşları yetmiyor, bir de rögar kapakları döşeyerek sürücüleri neden yarışmaya sokmayalım demişler, haklılar tabii…

Çanakkaleliler, lütfen yolda birden arabanın gazını kesmeyelim; yola atlamayalım; ışık ve hız kurallarına uyalım; araçlarımızı dönüşlere park etmeyelim ve yollardaki pürüzleri düzeltelim!