Beyin göçü, iyi eğitim görmüş, düşünen, üreten, yetiştirilmesi için büyük kaynak gerektiren veya yetiştiği halde ilgisizlik ve olanaksızlık nedeniyle araştırma yapmak veya çalışmak amacıyla en verimli

Beyin göçü, iyi eğitim görmüş, düşünen, üreten, yetiştirilmesi için büyük kaynak gerektiren veya yetiştiği halde ilgisizlik ve olanaksızlık nedeniyle araştırma yapmak veya çalışmak amacıyla en verimli oldukları dönemde bir başka ülkeye gidip geri dönmemeleri durumudur

Hakkında birçok çalışma ve araştırma yapılan konulardan birisi de beyin göçünün nedenleri üzerinedir. Yaşamın hemen her alanında rekabetin zirve noktasını yaşadığı günümüzde, gelişmiş ülkeler için nitelikli bireye duyulan ihtiyaç daha da önem kazanmıştır. Bu durum da, bu ülkelere olan talebin giderek artmasına sebep olmuştur. Artan talebin altında yatan temel sebepler ise beyin göçü sebepleri olarak karşımıza çıkmaktadır, böylece çekici sebepler ve itici sebepler olarak iki farklı kategoriye ayrılmaktadırlar. Her ne kadar böyle bir ayrım yapılsa da beyin göçünün altında daha çok ekonomik nedenler yatmaktadır. Bunları detaylandıracak olursak;

Çekici sebepler; adından da anlaşılacağı üzere beyin göçünü çekici kılan unsurlardan oluşmaktadır. Bunun altında yatan asıl sebepler kendi arasında çeşitlilik göstermektedir. Daha kaliteli bir hayat beklentisi, yüksek maaşa kavuşma arzusu, ekonomik anlamda refaha ulaşma, araştırma koşullarının daha gelişmiş olacağının beklentisi ve yabancı eğitim alma imkânı gibi unsurlar beyin göçünün çekici nedenlerini oluşturmaktadır.

İtici sebepleri ise; bireyleri gelişmemiş ülkeden gelişmiş olana iten ana unsurlar olarak düşünebiliriz. Bunlar arasında ekonomi politikalarındaki yanlışlar, yüksek işsizlik oranı olması, vergilerdeki sürekli artış, kalifiye ve nitelikli çalışanın değerinin bilinememesi, ülke maaşlarındaki çeşitli sorunlarla birlikte düşük ücretler ile çalıştırılmak, nitelikli yöneticilerin çok az olması ve gelecek kaygısı gibi nedenler örnek olarak gösterilebilir.

Türkiye söz konusu olduğunda ülkemizde beyin göçü başlı başına temel sorunlardan biri olarak görülmektedir. Türkiye, uzun yıllardır başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelere zaten göçler vermekteydi fakat son yıllarda beyin göçündeki, özellikle genç yaş grubu arasında, yaşanan inanılmaz artış konunun önemini gözler önüne sermektedir. Bu durumun ülkemize getirdiği birçok dezavantajının olduğu da bir gerçek ve önüne geçilmediğinde Türkiye beyin göçü konusunda uzun vadede çeşitli sıkıntılar yaşamaya devam edecek gibi gözükmektedir.

Bir ülkede bilime, sanata ve teknolojiye gerekli önemin verilmemesi, geleceğe yönelik yapılan araştırmaların, projelerin ve girişimlerin yeterince desteklenmemesi de beyin göçüne yol açan diğer önemli sebeplerdendir. Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, fırsat eşitliğinin olmaması ve özellikle akademik anlamda ilerleyip gelişmenin önüne çeşitli engeller çıkarılması da beyin göçünün eğitimsel anlamdaki sebeplerindendi Türkiye’de ilk beyin göçü dalgası 1960’larda sağlıkçılar ve mühendislerin göçüyle başlamıştır. Ülkedeki politik istikrarsızlıklar, düşük ücretler ve iş bulmadaki sınırlılıklar gibi faktörler yurt dışına giden öğrencilerin dönmeyerek orada yaşamayı tercih etmesine yol açmaktadır.  1970’lerden sonra gelişmiş ülkelere yönelen göç akımları, vasıfsız işçilerin göçün-den ziyade yetenekli, eğitimli kişilerin özellikle de araştırmacı ve üniversite öğrencilerinin göçü şeklinde gerçekleşmiştir.  Beyin göçünü göç alan ve veren ülkeler açısından ayrı ayrı değerlendirmek gereklidir. Gelişmiş ülkeler açısından bakıldığında; bu ülkelerde, nüfus artış hızı düşük, eğitim çok pahalı, üretilen ürünlere talep fazladır. Yüksek teknolojik gelişme mevcut olup, sürekli kitlesel üretim yapılmaktadır. Bu iş ve hizmetleri karşılamak için bu ülkelerin yüksek ücretle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerden nitelikli iş gücü ithal etmesi bunu kendi ülkesinde yerel kaynaklardan karşılamasından çok daha ucuz ve kârlı hale gelmektedir. Buna karşın gelişmekte olan ülkelerde, ücret/maaş eşitsizlikleri, eğitimli iş gücünde arz/talep dengesizliği, plansız/programsız eğitim sistemi, araştırma olanaklarının azlığı, beyin göçünü tetiklemektedir. Özellikle öğrencilerin yurt dışında kalma kararındaki en önemli faktör yurt dışındaki sistemli ve düzenli yaşam tarzı iken,  yurt dışında çalışanların Türkiye’ye geri dönmeme kararındaki en önemli neden ise Türkiye’deki ekonomik ve siyasî istikrarsızlıktır.

Kaynak; Prof. Dr. Tahsin Bakirtas, Doç. Dr. Orhan Kandemir, Eda Kalyon(toptalent)